Geride bıraktığımız 2021 yılının en çok konuşulan konularından biri de ‘metaverse’ oldu.
Kullanıcıların 3 boyutlu şekilde yer alabileceği ‘sanal evren’ olarak bilinen ‘metaverse’ kavramı özellikle sosyal medya platformu Facebook’un, şirket ismini “Meta” olarak değiştirmesiyle gündemde kaldı. İnternet deneyimini bir üst noktaya taşıma amacı taşıyan bu teknoloji, Meta’nın (Facebook) Kurucusu Mark Zuckerberg tarafından “fizikselleştirilmiş internet” olarak tanımlandı.
Kullanıcıların, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojilerini (sanal gerçeklik gözlüğü, akıllı bileklik vs.) kullanarak 3 boyutlu şekilde yer alabileceği bu sanal evrenin, iş toplantılarından eğlenceye çeşitli amaçlarla kullanılması hedefleniyor.
Yılın son günlerinde arsa satışıyla da gündeme gelen metaverse’de, Sandbox, Ovr gibi birçok metaverse platformunda milyon dolarlık parsel alımları gerçekleştirildi. Metaverse adı verilen bu sanal toplumsal düzleme ilk giriş yapan şehir ise Seul oldu.
Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere tüm dünya haritasının toplumsal bir düzlem olarak kullanıldığı bazı metaverse evrenlerinde, insanlar meydanları, kültürel binaları, ibadet alanlarını bile satın aldı.
Kripto para birimleriyle Türkiye’de şimdiye kadar sanal olarak 20 bin parsel satılırken, İstanbul satışlarda ilk sırada kendine yer buldu. İstiklal Caddesi, İstanbul Boğazı’nın çevresi, tarihi camiler sanal alıcılarının oldu. Ortaköy ve Boğaz hattında parseller 500 lira iken, Bağcılar ve Esenler’de yaklaşık 135 lira civarında satılıyor. Bu teknolojinin, gelecek yıllarda daha etkin olması bekleniyor.
Peki metaverse tam olarak nedir?
Çok da yeni olmayan ‘metaverse’ kavramı aslında bilim kurgu romanlarında, filmlerinde farklı isimlerle de karşımıza çıktı. Metaverse kavramı ilk kez Neal Stephenson’ın 1992 yılında yayımladığı bilimkurgu romanı Snow Crash’de kullanıldı.
“Evren ötesi” ya da “üst evren” şeklinde Türkçeleştirebilen metaverse, içerisinde bulunduğumuz gerçek evreni ve pek çok sanal alt evreni kapsayan çok boyutlu kurgusal bir dijital evren olarak biliniyor.
Metaverse’de yapılabilecek şeyler günümüzde de deneyimleyebildiğimiz fakat bir kısmı henüz yaygınlaşmamış teknolojilerden oluşuyor. Kullanıcılar burada kendilerine bir avatar (kimlik/şekil) oluşturup alternatif sanal bir hayat yaşayabiliyor. Yaşadıkları “Second Life” (İkinci Hayat) dünyasında okula gitmek, işe başlamak, gelir elde etmek, insanlarla sosyalleşmek ve yatırım yapmak da mümkün. Hatta burada para kazanıp, bu parayı gerçek dünyaya aktarmak da söz konusu.
Artırılmış ve sanal gerçeklik teknolojilerinin ya da bunları bir araya getiren genişletilmiş gerçekliğin (XR) kat ettiği mesafeler olsa da gelişmesi gereken birçok konu daha bulunuyor. Teknolojik olarak gelişmelenin yanında metaverse’ün etkileşiminin artması için ucuzlayıp kitleselleşmesi de gerekiyor.