Güncel verilere göre 2002’de yapılan son sayımda 2 milyon çıkan nüfus yüzde 10 azalmış durumda. Bu eksilmenin başlıca sebebi ise yerinde sayan ekonomik kalkınma ve yatırım eksikliği.
Başkent Üsküp’e 146 kilometre mesafedeki Valandovo gibi köyler ve küçük kasabalardaki düşük gelirli az sayıdaki iş olanağı göç etme imkanına sahip kişilerin şanslarını başka bölge ve ülkelerde aramasının önünü açıyor.
Yunanistan sınırına yakın kasabanın yeni seçilen 33 yaşındaki Belediye Başkanı Pero Kostadinov, “Gençlerin ruhu sistematik olarak yok edildi. Mücadele ve evde kalma coşkusu kayboldu” diyerek vaziyeti özetliyor.
AB’ye bitmeyen üyelik süreci
Ülkenin 1991’de eski Yugoslavya’dan bağımsızlığını ilan etmesinden beri birçok Makedon, Avrupa Birliği’ne hızla entegre olunacağını ve “parlak bir geleceğin” kendilerini beklediğini düşündü.
Fakat önce Yunanistan şimdi ise Bulgaristan’ın Kuzey Makedonya’nın AB üyeliğini veto etmesi, bu umutlarda derin şüphelerin oluşmasına neden oldu ve birçok kişiyi ülke dışında şansını aramaya itti.
Balkanların diğer ülkelerinde de durum Makedonya’dan farklı değil. Örneğin Bosna Hersek henüz adaylık statüsü bile alamazken, Sırbistan ve Karadağ ise müzakere fasıllarının açılmasına rağmen tam üyelikten oldukça uzakta bulunuyor.
Makedonya ile aynı kaderi paylaşan Arnavutluk’un da üyeliği Bulgar vetosu tarafından engellenmiş durumda. Resmi rakamlara göre ülke nüfusunun neredeyse yüzde 37’si doğduğu toprakları terk etti.
Yugoslavya’nın dağılmasının ardından soykırıma varan savaşların sonrasında ekonomisi adeta çökme noktasına gelen Sırbistan’da yüz binlerce kişinin yabancı ülkelere göç ettiği belirtilirken son yirmi yılda ülkeden ayrılan doktor sayısının 10 bini bulduğu kaydediliyor.
Aynı kaderi paylaşan Bosna Hersek’te yerel sivil toplum kuruluşları son sekiz yılda ülkeden ayrılan Boşnak sayısını 400 bin olarak işaret ediyor. Bu sayının ilerleyen dönemlerde artacağı sanılıyor.
Arnavutluk’ta yaşayan ekonomi profesörü Ilir Gedeshi, Balkanlar’da her ülkenin göçten etkilendiğinin altını çiziyor ve ekliyor: “Temel nedenler ekonomik olsa da sosyal nedenler de giderek daha önemli bir yer tutuyor”.
AB üyesi olan Hırvatistan’da durum iyileşti mi?
AB kapısında kuyruk olan Balkan ülkelerinde genel kanı, üyelik halinde durumun hızla iyileşeceği yönünde. Fakat Hırvatistan örneği, birliğin sorunlar için “mucize tedavi” olmadığını işaret ediyor.
2013 yılında bloğa katılan ülkenin dört milyonluk nüfusunun bugüne kadar yüzde 10 eridiği gözlemleniyor.
BM’ye göre yüzyılın sonunda Hırvatistan nüfusu 2,5 milyona gerileyecek. Beyin göçünü tersine çevirmeye çalışan yetkililer, Hırvatların geri dönüp iş kurmaları için 26 bin euroya kadar bir yardım paketini devreye soktu. Ama ülkenin bazı bölgeleri için artık çok geç kalınmış olabilir.
Örneğin, 1990’larda savaştan en çok etkilenen şehirlerden Pozega’da neredeyse her pencerede satılık ilanı görmek mümkün. Resmi verilere göre Pozega Vadisi’nin yaklaşık 80 bin kişilik nüfusunun yüzde 16’sından fazlası son on yılda ülkeyi terk etti.
Yakınlardaki Brestovac ilçesinden 39 yaşındaki Igor Cancar, “Benim sokağımdaki evlerin üçte biri boş” diyor ve uyarıyor: “Son tren kalkıyor ve biz peronda durup el sallamaktan başka bir şey yapmıyoruz”.