Bu yazıda size müzik ile hayata sıkı sıkı sarılan muhteşem bir kadından bahsetmek istiyorum. Kendisiyle henüz yeni tanışmış olmama rağmen enerjisiyle samimiyetiyle sarıp sarmaladı beni. 2007 yılında Londra’ya yerleşen Zeyno Durar Adana’da doğup büyümüş ama aslen Diyarbakırlı ve kendi kültüründen ve dilinden hiç kopmamış. Ruha dokunan sesi ile Kürtçe müzik yapıyor Zeyno. Adana belediye konservatuarında Türk Halk Müziği eğitimi alan Zeyno müzik kariyerine Mezopotamya Kültür Merkezi bünyesinde devam etmiş. Müzik ustası ve yazar Cewad Merwani ile de çalışan Zeyno sanatçının “Aheng” albümünde konuk sanatçı olarak iki şarkısına düet yapan Zeyno, Londra’ya taşınması ile birlikte on yıl kadar müziğe ara vermek zorunda kalmış.
Zeyno’nun 2019 yılında geçirdiği bir kaza hayatında birçok şeyi değiştiriyor. Kazadan sonra yaşama müzik ile tekrar bağlanan sanatçı, “Ağır bir kabustan uyandım, yeniden doğdum ve beni ayakta tutan müziğe olan tutkumdu” diyor. Kendisiyle yeni çıkaracağı EP albümünün kapak çekimlerinde tanıştım. Şarkılarını ilk dinleyenlerdenim, sözlerini anlamasam da çok etkilendim. Öyle ya müziğin evrensel bir dili yok mu sonuçta? Birçok dilde ve tarzda şarkı söylüyor Zeyno ama bu albümünde özellikle Kürtçe söylemiş. Öyle ki bir halkın varlığının sanat ile, müzik ile yeşerip kalıcı olacağına inanıyor ve kendi köklerini bu şekilde onore ediyor. Kaza sonrası single şarkısı Lorî dayîkam (ninni annem) ile tekrar müzik dünyasına dönen Zeyno şimdi de Hebûn albümü ile dinleyicisi ile buluştu.
“Hebûn nedir?” diye sorduğumda aldığım cevap beni çok etkiledi. “Var olmak” dedi Zeyno, çünkü bu güçlü kadın kaza sonrası farkındalıklarıyla, Hebûn û jiyan (varoluş ve yaşam) benim hikayem diyerek çıkmış tekrar yola.
Evet varoluş günümüzde her türlü felsefi tartışmanın merkezinde yer alan kavramlardan bir tanesi, hepimiz en az bir kere varoluşu sorgulamışızdır. Heidegger, “insanın özü varoluşundadır” tanımı ile Sartre’nin “Tüm var oluşun başlangıcı insandır, insan kendi ile yüzleştiğinde, dünyadaki varlık hissi insanın içini kaplar ve daha sonra birey bu algının içerisinde kendini tanımlar” söylemi ile ‘ben kimim’ ve “var olmamın anlamı nedir’ sorularına cevap buluruz. Bu sorular felsefe tarihi boyunca önem taşımış, her tür felsefi tartışmanın ana konusu olmuş ve varoluş kavramı hepimizi bir kere ziyaret etmiştir. Bir şeyin ne olduğunu değil var olduğunu bize bildirir bu kavram. Salt bir var olma durumudur varoluş.
Müzik ile var olmak… Hissetmektir üreten için de dinleyen için de… Sanat ve müzik, yaratmak demektir, ortaya koyulan eser ile duygulara dokunmak, bazen dilini anlamadığınız şarkılarda kendi var oluşunu bulmak. Müziğin ritmini yakaladığımızda sorularımız ve cevaplarımızın değişeceğine eminin.
Filozof olmasının yanı sıra şair ve besteci kimliği ile bildiğimiz Nietzsche’nin dediği gibi; “Müziğin sesini duymayanlar, dans edenleri deli sanırlar.”
Açın müziğinizin sesini…
N.İ