İyilikle mücadele etmeyi bilmiyorlardı
OYTUN Işık’tan VİCDAN OYUNU. Savaş açmamışlardı, şartları eşitliyorlardı… En zengin 26 kişinin sahip olduğu servet 3.8 milyar kişininkine eşit. Dünyada 2.9 milyar insanın net varlığı 10 bin doların altında. Dünyanın %1’lik zengin kesimi 6.9 milyar kişiden 2 kat daha zengin. Bu dünyadan 20 milyar dolara yapıp, 1 milyar dolarak yapamayacağınız ne olabilir? Ya fazlası? Kemal tutuklanmıştı ancak emniyet teşkilatı için taşlar halen yerine oturmamıştı. Terör örgütleriyle mücadele yöntemlerinde tecrübeliydiler. Polisiye ve güvenlik anlamında farklı farklı yöntemleri biliyorlardı. Fakat Vicdan Çağı’na her ne kadar terör örgütü demiş olsalar da, klasik yöntemlerin artık burada etkili olamayacağının farkındalardı. 368 SAYFA. (ORMAN KİTAP)
Tarihi bir dönüşümü gözler önüne seriyor
SİBEL Köklü’den KAR FIRTINASI. Kitap, eski Türkiye’de başlayıp yeni Türkiye manzaraları eşliğinde devam eden siyasi bir polisiye olmasının yanı sıra, tarihi bir dönüşümü de gözler önüne seriyor. Medyanın tamamen iktidarın eline geçmesiyle işsiz kalan gazeteci Rüya Keskin ve editörlüğünü yapmayı kabul ettiği kitabın gizemli yazarı… İzmir’den ‘Bizans’ dediği İstanbul’a, çok sevdiği korku edebiyatı ustası hakkında bir film çekmek için gelen yönetmen Ertekin… Küçük bir kamera satın alarak Nuh’un gemisi efsanesi hakkında belgesel çekmek üzere Ağrı’ya doğru yola çıkan Sevan… Anlamını arayan Yüzbaşı Volkan… Ordunun içindeki genç subayların medet umduğu Zekeriya Hoca… Boğaz manzaralı evlerinde, ellerinde viski kadehi ile Türkiye üzerine tahliller yapan köşe yazarları… İki farklı zamanda akan ve birbiriyle paralel ilerleyen iki ayrı hikâyenin ilginç tesadüflerle kesişmesi… 176 SAYFA. (MÜPTELA YAYINLARI)
Öykünün kahramanı ilk aşkının çöküşüne koşuyor
BÜLENT Görür’den SARIKANAT. Hayatımızın kendi yıkımına doğru yol alan çöküşleri birbirlerine ne kadar paraleldir? Bu yıkım çizgilerinin arasındaki mesafe şaşmaz bir matematikle daima aynı mı kalır, yoksa o mesafe bir noktada kapanarak çöküşler birbirleriyle kesişip iç içe mi geçer? Bazen, 70’lerde saltanatını sürmüş yazlık Seçkinler Sitesi’nin mimari ve ekonomik çöküşü ile öykü kişisinin henüz benzer bir düşüşe geçmemiş çekiciliği, maddi durumu, kültürü ve karşı cinse ilişkin ümidi birbirine paralel bir biçimde kendi sonuna doğru yol almaya başlıyor. 128 SAYFA
(A7 KİTAP)
Hayal kırıklıkları ve sevinçlerin yaşandığı bir hikâye
MELİH Esen Cengiz’den AYASOFYA’DA BİR ÇIĞLIK. 25 Şubat 1943… Üçüncü Reich’ın özel treni, üstünde gamalı haçlarla sabah yedi sularında Sirkeci Garı’na vardı. İttihat ve Terakki’nin efsane liderlerinden Talat Paşa’nın kemiklerini Naziler büyük bir özen ve saygıyla anayurduna getirmişlerdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerine damgasını vurmuş görkemli sadrazamın naaşını heyecanla bekleyen İstanbullular diğer yandan da ülke sınırlarının dışında devam eden İkinci Dünya Savaşı’nın vahşetini korkuyla izliyorlardı. 384 SAYFA.
(ALTIN KİTAPLAR)
Zampara bir genç erkeğin çapkınlıkları
HATİCE Günday Şahman’dan YARIM KALMASIN. Yaşam yarım kalmış bir aşktır. Hevesle içine dalınan yaşam asla tamamlanmıyor. Önce bir şeyler yarım bırakılıyor sonra yaşamın kendisi. Günlerin ardında bir geçmiş çoğalırken gelecek azalıyor. Bir yerlerde unutuluyor evler, sokaklar, sevdalar, yüzler; belleğin havuzundan taşanlar. Geriye kalanlar yani anımsananlarla yetiniyor geçmiş. Geçmişi de daima öyküler sırtlar. Unutulmuş zamanların parmak izlerini saklarlar. Bir öğretmenin aklı yaşından kısa bir öğrencisinin yaşamı yaşı kadar yaşama çabası içinde, derede yitip giden annesini savunmasıdır geçmiş. Ayrılık uzun bir çizgide bulunan yeni dünyalar için bile olsa sevdiklerinden değil geçmişten uzaklaşmak değil midir bir genç adamın sancıları? Kendisinden nefret eden babasına bakmak zorunda bırakılan reddedilmiş bir evladın bileylediği bıçaktadır geçmiş. Kocası ölünce, kızı babasının yerine geçen kadının acılarıdır geçmiş. Zampara bir genç erkeğin çapkınlıklarında anne şefkatini araması… Turnalar konar sevdaların çentildiği kızılcık dalına yorgun yılların yaslandığı. 120 SAYFA. (H2O KİTAP)
Bol ve ucuz enerji çağının sonu
ANTONİO Turiel’den PETRO-KIYAMET: Küresel Enerji Krizi Nasıl Çözülemeyecek? Mevcut küresel ekonomik sistem başat bir zorunlulukla işliyor: büyüme. Antonio Turiel gibi bilim insanları ise uzun yıllardır, büyümeyi mümkün kılanın ucuz ve kolay erişilebilir enerji olduğunu vurguluyorlar. Yoğunluğu çok yönlü kullanımı ve nakliyeye elverişliliği açısından petrol kuşkusuz en temel ve asli enerji kaynağı. Küresel enerji tüketiminin üçte birini oluşturan petrolde üretim zirvesi muhtemelen 2018’de gerçekleşti, büyük çevresel maliyetlerle yerine kullanılabilecek hidrokarbonların (kömür, doğal gaz) zirvesine ise en çok bir kaç on yıl içinde ulaşılacak. Petrol rezervleri muazzam olsa da çıkarma ve üretme hızı ve karlılığı, fiziksel etkenler yüzünden sınırlı. Bu sınıra ulaşmış durumdayız. 152 SAYFA. (İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)
