Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Salih Emri, “Grip ve yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) aynı anda olabilirsiniz. Böyle bir durum, Kovid-19’un daha ağır seyretmesine neden olacağından, grip ve Kovid-19’u aynı anda alma olasılığınızı azaltmak için grip aşısı yaptırmalısınız.” ifadelerini kullandı.
Mevsimsel gripte, yüksek ateş ve solunum sıkıntısı olabildiğini ifade eden Emri, “Belirgin olan eklem ve kas ağrılarıyla ağır seyreder. Genellikle akciğere kadar inmediği, üst solunum yolunda kaldığı bilinir. Akciğerde olmadığı için de zatürreye neden olmaz. Kuru öksürük olabilir ama en önemli şey gerçekten yüksek ateş olması ve hastayı yatağa düşürmesidir.” ifadelerini kullandı.
Kovid-19’un başında da aynı grip belirtileri gibi kuru öksürük, yüksek ateş, boğaz ağrısı yaşandığına dikkati çeken Emri, şunları kaydetti:
“Kovid-19’un farkı çok kısa sürede akciğere iniyor olması. Akciğere indiğinde de en önemlisi her iki akciğerimizi de kısa sürede etkileyen zatürreye neden olması ve hastaneye yatış gerekliliği. En önemli farkı bu. Burun akıntısı ve boğaz ağrısı gripte, tat ve koku problemleri Kovid-19’da ayırıcı özellik olarak tanımlanabilir.
Her iki hastalığın birlikte görülmesi, Kovid-19’un daha ağır seyretmesine neden olacağından, grip ve Kovid-19’u aynı anda alma olasılığınızı azaltmak için grip aşısı yaptırmalısınız. Aşı sizi Kovid-19’a karşı korumaz. Ancak hastalanırsanız bağışıklık sisteminizin gripten korunmasına yardımcı olur. Ateş veya başka herhangi bir semptom da hissederseniz Kovid-19 testi yaptırmalı ayrıca doktorunuzu da aramalısınız. Kovid-19 ve grip semptomları çok benzer olduğundan doktorunuza ayrıca grip testi yaptırmanız gerekip gerekmediğini de sormalısınız.”
Kovid-19’da en sık görülen yakınmalar ateş, kuru öksürük ve halsizliktir
Salih Emri, Kovid-19’da En sık görülen yakınmaların ateş, kuru öksürük ve halsizlik olduğu bilgisini paylaşırken, daha sıklıkla baş ağrısı, burun akıntısı, boğaz ağrısı, balgam, nefes darlığı, kas ve eklem ağrıları, titreme, bulantı, kusma ve ishal şikayetleriyle karşılaştıklarını belirtti. Hastalık şiddetli olduğunda yüksek ateş, kan tükürme, beyaz kürelerde azalma, böbrek yetmezliği, solunum yetmezliği ve kalp kası iltihaplanmasının görüldüğünü kaydeden Emri, doktorların Kovid-19’un vücut üzerinde kısa ve uzun vadeli etkilerini öğrenmeye devam ettiğini aktardı. Emri, bazı insanlar için hastalığın grip semptomları ile başladığını belirterek, sonunda Kovid-19’un akciğerleri, kara ciğeri, böbrekleri ve hatta beyni bile etkileyebildiğini ifade etti. Kovid-19 virüsü, enfekte bir kişi öksürdüğünde yayılıma başlar.
Emri, Kovid-19 virüsünün genellikle yakındaki enfekte bir kişi öksürdüğünde hapşırdığında veya konuşarak havaya damlacıklar gönderdiğinde başka bir kimse ile temas kurduğunu belirtti ve Kovid-19’un yayılmasına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Birbirine yaklaşık 1,5 metre mesafedeki insanlar arasında kolayca yayılır. Enfekte bir kişi, kendini hasta hissetmese bile bu damlacıkları yayabilir. Virüs üzerinde virüs bulunan kapı kolu gibi bir nesneye dokunduktan sonra size bulaşabilir. Ama bu o kadar yaygın değil. Bunu bir buz dağına benzetebiliriz. Hastalığın büyük çoğunluğu asemptomatik yani hastalık belirtilerini göstermeyenlerde görülmektedir. Virüs vücuda girdiğinde, genellikle burnunuzu, sinüs boşluğunuzu ve boğazınızı kaplayan hücrelere yerleşir.Çoğu insan için kaldığı yer burasıdır. Semptomlar genellikle bunu takip eder.
Ancak virüs sağlıklı hücreleri istila edip çoğalmaya başladığından iki haftaya kadar hiçbir şey hissetmeyebilirsiniz. Herhangi bir belirti göstermezseniz bile bunu başkalarına ulaştırabilirsiniz. Bağışıklık sisteminiz Kovid-19’u ilk haftada bastıramazsa virüs akciğerlerinize inebilir. Orada alveolleri döşeyen hücreleri saldırır. Sıvı ve mukus birikir ve kanınıza oksijen gitmesini zorlaştırır. Nefes almak zorlaşıyor. Bu bir zatürredir. Çoğu insan bir veya iki hafta içinde iyileşir. Ancak daha uzun süre de bilir.
Akut solunum sıkıntısı sendromunda (ARDS), Kovid-19 pnömoniniz hızla kötüleşir ve vücudunuzun tepkisi akciğerlerimize daha fazla zarar verebilir. Kanınıza oksijeni aktaran küçük, hassas hava keseleri, alveoller, iltihap ile dolmaya başlar. X ışınları ve akciğer tomografisi taramaları akciğerinizin büyük bölümünün hiç hava almadığını gösterebilir. Kanımızdaki oksijen seviyeleri tehlikeli bir şekilde düşer ve muhtemelen nefes almanıza yardımcı olması için bir vantilatöre solunum makinasına ihtiyacınız olacaktır.”
Virüs, vücutta birçok bölgeye zarar veriyor
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Salih Emri, çoğu doktorun aşırı bir bağışıklık tepkisinin Kovid-19‘un daha ciddi sonuçlarına neden olduğunu düşündüğünü aktardı.
Emri, “Sitokin adı verilen kimyasal sinyalleme ajanlarının seviyeleri o kadar yükselir ki bağışıklık hücreleri sağlıklı dokulara saldırmaya başlar. Buna ‘Stokin Fırtınası’ denir. Düşük tansiyon, organ yetmezliği ve kan damar hasarı gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabilir.” ifadelerini kullandı.
Kovid-19’lu özellikle ağır hasta olanlarda bir dizi kalp sorunu fark edildiğini dikkati çeken Emri, “Aritmi (düzensiz atımlar), kardiyomiyopati (kalp kasının iltihabı), akut kalp krizi, vücudunuz troponin adı verilen yüksek seviyelerde bir protein salgılar bu normalde kalbiniz hasar gördüğünde olur. şok kalbin vücudun içinde yeterince kan pompalanmadığında meydana gelir.” açıklamasında bulundu.
Emri, virüsün vücuda verdiği diğer zararlar için şunları kaydetti:
“Kovid-19, kan damarlarınızı kaplayan hücrelere saldırabiliyor. Kalp sorunlarının yanı sıra, felç veya pulmoner emboliye yol açan kan pıhtılarına da neden olabiliyor. COVID-19 ile ciddi şekilde hasta olan kişilerin kanlarında genellikle doktorların D-dimer dedikleri çok daha fazla pıhtılaşma, yıkım ürünü, madde bulunur. Kovid-19 nöbetler de dahil olmak üzere sinir sisteminde de sorunlara neden oluyor gibi görünüyor. Beyindeki şişlik veya merkezi sinir sisteminin iltihaplanması nedeniyle olabilir. Beyninizle bağlantılı olabilecek diğer semptomlar; bilinç kaybı koku duyusu kaybı inme olarak sıralanabilir.
Koronavirüs, hastalarının yarısına yakınının kanlarında karaciğer hasarına işaret eden enzim seviyeleri yüksek çıkıyor. Ancak buna neden olan virüsün kendisi değil ilaç tedavisi veya aşırı aktif bir bağışıklık sistemi de buna neden olabilir.
Ayrıca, virüs nedeniyle hastanede yatanların yaklaşık üçte biri pembe göz olarak bildiğimiz konjonktivite yakalanıyor. Bir virüs bakteri veya alerjen gözünüzü ve gözkapaklarınızın içini Örten dokuyu tahriş ettiğinde ortaya çıkar. Son olarak virüsten dolayı, ciddi şekilde hasta olan kişilerde yaygındır. İlaç tedavisi, yanlış bir bağışıklık sistemi, düşük tansiyon ve virüse yakalanmadan önce sahip olduğunuz koşullar buna katkıda bulunabilir.”
Prof. Dr. Salih Emri, bazı araştırmaların Kovid-19’lu kişilerin yüzde 40’ına kadar “asemptomatik” olduğunu gösterdiğini ifade ederek, “Bu hasta hissetmedikleri veya semptomları olmadığı anlamına gelir. Ancak virüs yine de vücudunuzu etkileyebilir. Semptomsuz bazı kişilerin X ışınları ve BT taramalarında, Kovid-19’lu kişilerde tipik bir akciğer lezyonu olan ‘bozlucam apositeleri de dahil olmak üzere akciğer hasarı görülür.” ifadelerini kullandı.