CEFTUS Direktörü İbrahim Doğuş, corona virüs nedeniyle çalışamayan binlerce Türkiyeli vatandaşın yaşadığı sıkıntıya çare olmak adına siyasi kimliğini de kullanarak hükümete zor durumda olan insanların sesini duyurmaya çalışıyor. Doğuş, yaptığı çalışmalar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda londragundem.net Yayın Yönetmeni Taner Bildik’in sorularını yanıtladı.
– İbrahim Bey siz İngiltere’de siyasi anlamda Türkiyeli bir birey olarak önemli bir figürsünüz. Ayrıca muhalefet partisinin bir belediye başkanı olarak salgın sürecinde önemli işlere de imza attınız. Hükümet yardımlarından yararlanamayan Ankara Anlaşmalı çok insanımız ver. Sizce Johnson bu insanları görmüyor mu?
- Net olarak söylemek gerekir ki Ankara Anlaşması vesilesiyle Britanya’ya yerleşen Türkiyeli vatandaşların bu ülkeye olan sosyal, ekonomik ve kültürel katkıları asla göz ardı edilmemeli. Çünkü bu insanlar hem maddi hem de iş alanındaki tüm birikimleriyle Britanya’ya geldiler ve bu kısıtlamalar yüzünden iş yapamıyor ve gelir sağlayamıyorlar. Ancak büyük potansiyelleri var. Herkes gibi onlar da bu virüsten etkilendi. Onları şirket kurulum tarihleri ya da herhangi başka bir nedenle dışlamak, sosyal devlet anlayışıyla örtüşmez. Bu nedenle Ankara Anlaşması ile Londra başta olmak üzere Britanya’nın birçok şehrine yerleşen arkadaşlarımızın Brexit ve corona virüs sürecinde herhangi bir mağduriyet yaşamamaları için merkezi hükümeti gerekli adımları atmaya çağırıyoruz.
-Son dönemde bir kampanya başlatıldı. Özellikle self-employed ve küçük işletmeler bu yardımlardan yararlanamadıkları için bölge milletvekillerine seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Londra Gündem olarak bizim de öncülük ettiğimiz ve Ankara Anlaşması davasının baş avukatı Yaşar Doğan’ın kaleme aldığı durumu anlatan mektuplar milletvekillerine gönderiliyor. Ancak şu ana kadar bu çaba yeterli görünmüyor. Mağdur vatandaşlar seslerini nasıl duyurabilir?
- Özellikle Ankara Anlaşması ile Britanya’ya yerleşen onbinlerce arkadaşımızın ülkenin en büyük self-employed ve küçük işletmelerinin çatı kuruluşu olan Federation of Small Businesses (FSB) bünyesinde birleşmeye ve hükümet nezdinde daha güçlü lobi çalışmalarına katılmaya davet ediyoruz. Bu bağlamda bireysel olarak elimden gelen her türlü desteği vermeye hazırım. Bu arkadaşlarımız bireysel olarak başvurabilecekleri gibi kendilerine yol göstermek açısından destek olmaya devam edeceğim.
-Sendikal faaliyetin yaptıkları her hamlede vize uzatma korkusu yaşayan, hatta bu nedenle istismar edilen ya da hakkını aramakta çekinen Ankara Anlaşmalı vatandaşlara nasıl bir katkı sağlayacağını düşünüyorsunuz?
- Britanya’ya yetenek ve sermayelerini getirerek yeni bir hayat kuran arkadaşlarımızın ana akım ulusal kurumlar içerisinde aktif çalışmalarının önemli sonuçlar doğuracağına inanıyorum. Hükümetin önemseyip ciddiye aldığı bir sendikanın yada FSB gibi onemli kurulusun gücü burada zorluk çeken Ankara Anlaşmalı yatırımcı arkadaşlarımız için büyük bir itici güç olacaktır. Sosyal ve hukuksal alanda Britanya’nın en güçlü sendikasının (onların kriterlerine uyan) arkalarında olması birçok sorunu kolaylıkla çözmelerine olanak sağlayacaktır. Ayrıca kısa vadede Corona yardımları konusunda da hükümette farkındalık yaratmak açısından bu hamle önemli bir adım olacaktır.
FSB (Federation of Small Businesses) sendikası hakkında:
Misyonu, küçük işletmelerin hedeflerini gerçekleştirmelerine yardımcı olmak olan sendika, 45 yıl önce kuruldu. FSB, küçük işletmelerin sesinin İngiltere genelinde en üst düzeyde duyulmasını sağlamanın yanı sıra üyelerine iş hizmetleri ve ürünler sunmasını sağlayan İngiltere’nin en büyük sendikal grubu olma özelliğini taşıyor.
FSB üyelerinden oluşan bir ekip tarafından yönetiliyor. Kendi hesabına çalışan küçük işletme üyelerinin çıkarlarına uygun, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş. Yerel destek, ağ iletişimi, ekstra ücret ödemeden sağlanan iş avantajları ve hükümette duyurulan güçlü bir ses olması bakımından Birleşik Krallık genelinde serbest meslek sahipleri için tercih edilen bir organizasyon olma özelliği taşıyor. Ayrıca finansal ve siyasi gücü bakımından yaptırım gücü yüksek bir sendika olarak da Birleşik Krallık’ta önemli bir sivil toplum kuruluşu olarak göze çarpıyor.