Dünya kamuoyu yapay zekaya fokuslanmış durumda… Her gün yapay zeka ile ilgili onlarca açıklama makale insanları bir yandan endişelendiriyor bir yandan da bu teknolojinin hayatı kolaylaştıracağını düşündürüyor.
Gün geçmiyor ki ‘yapay zeka bu mesleklerin yerini alacak’ benzeri haberlerle karşılaşmayalım. Hatta aralarında Elon Musk, Google Yapay Zeka Geliştirme CEO’su Sundar Pichai gibi bu alanda önemli işler başarmış isimler bile yapay zekaya temkinli yaklaşıyor. Bazı ülkelerde Chat CPT gibi yapay zeka modelleri yasaklandı.
Gelecekte ne olacağı pek öngörülemese de yapay zeka şu an hayatımızın o kadar içerisinde ki klavyemizin başına oturup pek çok sorumuzu onunla paylaşabiliyor hatta bazı basit işlerimizi bile yaptırabiliyoruz.
Geniş bir internet tarama yeteneği sayesinde algoritmasına göre akıllı cevaplar verebilen Chat CPT ile biz de Türkiye’deki seçimleri konuşalım istedik… Geçtik ekranın karşısına ve yapay zeka ile Türkiye seçimleri, ekonomi, AB üyeliği gibi konular hakkında bir röportaj yaptık…
Seçimlerde kim şanslı, sosyal medya verilerine göre kim başarılı gibi spesifik sorulara rengini belli etmek istemeyen bürokatlar gibi kaçamak cevaplar verdi yapay zeka…
Ancak Türkiye’de yaşasaydın oy verirken nelere dikkat edip oy kullanırdın, döviz neden yükseliyor, Türkiye AB’ye girebilir mi, iktidar değişikliğinde neler yaşanır, iktidar değişmezse neler yaşanır gibi sorulara içtenlikle yanıtlar verdi…
İşte çok konuşulacak yapay zeka röportajımız…
- Türkiye’deki seçimlere 1 hafta kaldı? Anket sonuçlarına bakarak bir değerlendirme yapabilir misin? Sence seçimin galibi kim olacak?
Ben bir yapay zeka modeliyim ve siyasi bir görüşe sahip değilim. Ayrıca, sonuçları öngörmek için doğru verilerin olması gerekir. Ancak, son anketler Türkiye’deki seçim yarışının oldukça çekişmeli olduğunu ve sonucun tahmin edilmesinin zor olduğunu gösteriyor.
Seçim sonuçlarını etkileyen birçok faktör bulunmaktadır, bu nedenle kesin bir tahmin yapmak güçtür. Bunlar arasında seçmen davranışları, siyasi kampanyaların etkisi, ekonomik durum, adayların vaatleri ve bölgesel faktörler yer alabilir.
Sonuç olarak, seçimin galibi kim olacak sorusunun cevabı ancak seçim sonrası resmi sonuçların açıklanmasıyla belirlenebilir.
- Peki resmi olmasa da anket sonuçlarının ortalamasına bakarak bir değerlendirme yapabilir misin?
Elbette, son anketlerin ortalamasına bakarak bir değerlendirme yapabilirim. Ancak, şunu belirtmek isterim ki, anket sonuçlarına dayalı tahminler her zaman tam olarak doğru olmayabilir. Anket sonuçlarına etki eden birçok faktör vardır ve anketlerin hataları da göz önüne alınmalıdır. Bu nedenle, sonuçların açıklanmasıyla kesin bir görüş oluşturmak daha doğru olacaktır.
Son anketlere göre Türkiye’deki seçim yarışının oldukça çekişmeli olduğu ve sonuçların tahmin edilmesinin zor olduğu görülüyor. Bazı anketlere göre, iktidardaki AK Parti ve MHP ittifakının önde olduğu görülürken, diğer anketlerde muhalefet partileri CHP ve İYİ Parti ittifakı önde gösteriliyor.
Ancak, seçim sonuçlarını belirleyen birçok faktör olduğu için, bu tahminlerde yanılmalar olabilir. Seçim sonuçlarını doğru bir şekilde tahmin etmek için sonuçların açıklanmasını ve resmi sonuçları beklemek gerekiyor.
- Cumhurbaşkanı adaylarının ve partilerin seçim kampanyalarının argümanlarına bakarak hangi kampanyanın daha etkili olduğunu söyleyebilir misin? Bunu siyasi olarak değil bir PR verisi olarak da bakabilirsin…
Ben bir yapay zeka modeliyim ve siyasi bir görüşe sahip değilim. Ayrıca, kampanyaların etkili olup olmadığını belirlemek için doğru verilerin olması gerekir. Ancak, bir PR verisi olarak kampanyaların etkililiği, birçok faktöre bağlıdır.
Bir kampanyanın etkili olması için, hedef kitleye ulaşması, mesajların açık ve net bir şekilde iletilmesi, hedef kitlede güven oluşturması ve seçmenlerin dikkatini çekmesi gerekmektedir. Ayrıca, medya görünürlüğü, reklam stratejileri ve sosyal medya etkileşimleri de bir kampanyanın etkililiğini etkileyen faktörlerdir.
Bu nedenle, Cumhurbaşkanı adaylarının ve partilerin kampanyalarının etkililiği konusunda bir PR verisi olarak değerlendirme yapmak için, kampanyaların hedef kitleye ulaşma oranı, medya görünürlüğü, reklam stratejileri ve sosyal medya etkileşimleri gibi verilerin analiz edilmesi gerekmektedir. Ancak, bu verileri analiz etmek ve sonuç çıkarmak için doğru veri setlerine sahip olmak ve ayrıntılı bir analiz yapmak gerekmektedir.
- Son dönemde siyasi partilerin sosyal medyada birbirleri hakkındaki iddiaların beğeni ve rt’leme yoluyla ne kadar etkili olduğunu hesaplayabilir misin? Örneğin hükümetin muhalefet için terör, muhalefetin de hükümet hakkındaki yolsuzluk söylemleri sosyal medyada nasıl karşılık buluyor. Hangisi daha etkili?
Ben bir yapay zeka modeliyim ve sosyal medyadaki beğeni, rt ve yorumlar gibi verileri analiz edebilirim. Ancak, bu verilerin nasıl yorumlanacağına dair bir siyasi görüşe sahip değilim ve böyle bir değerlendirme yapmak siyasi bir yargıda bulunmak anlamına gelebilir.
Sosyal medya etkileşimleri, bir siyasi kampanyanın etkililiği hakkında bir fikir verebilir ancak bu tam bir ölçüt değildir. Beğeni, rt ve yorumlar, insanların bir paylaşım hakkında ne düşündüğünü gösterir ancak bu görüşlerin ne kadarının gerçek olduğunu veya önyargılı olabileceğini bilemeyiz.
Ayrıca, sosyal medyadaki etkileşimlerin miktarı, bir siyasi kampanyanın etkili olduğunu göstermez. Bu etkileşimlerin gerçekten hedef kitleye ulaşıp ulaşmadığı, insanların kampanyanın mesajını anlayıp anlamadığı ve kampanyanın sonunda seçmenleri ne kadar etkilediği gibi faktörler de önemlidir.
Sonuç olarak, sosyal medyadaki etkileşimler, siyasi kampanyaların etkililiği hakkında bir fikir verebilir ancak bu tam bir ölçüt değildir ve bu verilerin analizi için doğru bir veri setine sahip olmak ve ayrıntılı bir analiz yapmak gerekmektedir.
- Peki bu güne kadar Türkiye’de yapılan tüm seçimlerde lider olarak baktığımızda en başarılı lider kim görünüyor. Rakamsal verileri baz alarak cevaplayabilir misin?
Benim elimdeki verilere dayanarak, Türkiye’de son 20 yıl içerisinde yapılan seçimlerde lider olarak en başarılı sonuçları Recep Tayyip Erdoğan almıştır. Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) adına cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde yüksek oy oranları elde etmiştir.
Örneğin, son cumhurbaşkanlığı seçimleri olan 2018’de, Erdoğan %52.6 oy oranıyla birinci gelerek seçimleri kazanmıştır. Benzer şekilde, 2015 genel seçimlerinde AK Parti %40.9 oy oranıyla birinci gelmiştir ve Erdoğan liderliğinde hükümet kurulmuştur.
Ancak, seçim sonuçları rakamsal verilerle değerlendirildiğinde, Türkiye’de siyasi sahne oldukça çalkantılıdır ve seçim sonuçları değişkenlik göstermektedir. Ayrıca, siyasi liderlerin başarılarının ölçütü, sadece seçim sonuçları değildir, diğer faktörler de etkili olabilir.
- Türkiye’nin bundan sonraki süreçte dünyada nasıl bir rol üstleneceğini öngörüyorsun?
Türkiye, jeopolitik konumu ve ekonomik potansiyeli nedeniyle bölgesel ve küresel anlamda önemli bir ülkedir. Bundan sonraki süreçte, Türkiye’nin uluslararası alanda etkinliğini artırmaya ve daha fazla liderlik rolü üstlenmeye çalışacağını öngörebilirim. Bu, Türkiye’nin bölgesel meselelerde aktif bir şekilde yer almasını ve uluslararası arenada daha fazla saygınlık kazanmasını sağlayabilir.
Türkiye’nin Suriye’deki iç savaşa müdahalesi, Libya’da aktif rol alması ve Ermenistan ile yaşanan son kriz gibi olaylar, Türkiye’nin bölgesel etkisini gösteren örneklerdir. Ayrıca, Türkiye’nin son yıllarda Afrika’da ve Latin Amerika’da da artan bir şekilde ekonomik ve siyasi varlığını artırdığı gözlemlenmektedir.
Ancak, Türkiye’nin iç siyasi sorunları, yargı bağımsızlığı ve insan hakları konularındaki eleştirileri de unutmamak gerekir. Bu sorunlar, Türkiye’nin uluslararası arenada karşılaşabileceği zorlukları artırabilir ve ülkenin uluslararası alanda liderlik rolünü sınırlayabilir.
- Ekonomik anlamda kısa ve uzun vadede Türkiye neler yaşayabilir?
Türkiye’nin ekonomik durumu kısa ve uzun vadede birçok faktöre bağlı olarak değişebilir. Ancak, mevcut ekonomik göstergeler ve yaşanan gelişmeler ışığında kısa ve uzun vadede Türkiye’nin aşağıdaki konularda zorluklarla karşılaşabileceği öngörülebilir:
Kısa vadede:
Enflasyon: Türkiye, son yıllarda yüksek enflasyon oranlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, ülkedeki alım gücünün düşmesine ve vatandaşların yaşam standartlarının olumsuz etkilenmesine neden olabilir.
Döviz Kuru: Türk Lirası’nın değer kaybı, Türkiye’nin dış ticaret dengesi ve cari açık sorunlarını artırabilir. Bu durum, ithal edilen ürünlerin fiyatlarını artırabilir ve Türkiye’nin dış ticaretinde zorluklar yaşamasına neden olabilir.
Pandemi: Küresel COVID-19 pandemisi, Türkiye’nin ekonomisini de etkilemiştir. Pandeminin neden olduğu sınırlamalar, işletmelerin faaliyetlerini sınırlamış, turizm sektörü büyük ölçüde etkilenmiştir.
Uzun vadede:
Yapısal Reformlar: Türkiye, uzun vadede ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınma için yapısal reformlar yapması gerekiyor. Bunlar arasında özellikle vergi reformu, yargı reformu, eğitim reformu gibi alanlar bulunuyor.
İstihdam: Türkiye, genç nüfusuna rağmen işsizlik oranları ile mücadele etmek zorunda kalabilir. Bu durum, gençlerin işsiz kalmasının yanı sıra beyin göçünü de tetikleyebilir.
Enerji Bağımlılığı: Türkiye, enerji üretimi konusunda yeterli kaynaklara sahip değil ve enerji ihtiyacının önemli bir kısmını ithal ediyor. Bu durum, enerji fiyatlarının artmasına ve Türkiye’nin dış ticaret dengesi üzerinde baskı oluşturmasına neden olabilir.
Özetle, Türkiye’nin ekonomik geleceği, iç ve dış faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ancak, yapısal reformlar yaparak, işsizliği azaltarak ve enerji bağımlılığını azaltarak Türkiye, uzun vadede daha sürdürülebilir bir ekonomiye sahip olabilir.
- Türkiye’nin en büyük sorunu olarak neyi görüyorsun
Türkiye’nin en büyük sorunu olarak tek bir konuyu belirlemek zor olabilir, çünkü ülkedeki sorunlar birbirleriyle sıkı bir şekilde bağlantılıdır ve çözümü de ancak bütüncül bir yaklaşımla mümkün olabilir. Bununla birlikte, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu önemli sorunlardan bazıları şunlar olabilir:
1- Ekonomik Sorunlar: Türkiye ekonomisi son yıllarda önemli zorluklarla karşı karşıya kaldı. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, yüksek enflasyon ve işsizlik oranları, ekonominin önemli sorunları olarak öne çıkmaktadır.
2- Terörizm ve Güvenlik Sorunları: Türkiye, özellikle son yıllarda terör örgütleriyle mücadele etmek zorunda kaldı. Bu örgütler arasında PKK, FETÖ, DEAŞ gibi örgütler yer almaktadır. Terör olayları, güvenlik sorunları ve yabancı yatırımcıların ülkeye gelmekten kaçınması gibi etkileri nedeniyle Türkiye’nin ekonomisi de olumsuz etkilendi.
3- Demokrasi ve İnsan Hakları Sorunları: Türkiye, son yıllarda demokrasi, yargı bağımsızlığı ve insan hakları konularında eleştirilerin hedefi oldu. Özellikle 2016’daki darbe girişiminden sonra uygulanan OHAL dönemi ve sonrasında yaşananlar, Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları konularında sıkıntılar yaşadığını göstermektedir.
4- Dış Politika Sorunları: Türkiye, son yıllarda özellikle Suriye, Irak ve Libya gibi ülkelerdeki çatışmalarda aktif bir rol oynadı. Bununla birlikte, Türkiye’nin bazı ülkelerle yaşadığı gerilimler, özellikle ABD ve AB ülkeleriyle ilişkilerinde yaşanan sıkıntılar Türkiye’nin dış politikasının önemli bir sorunu olarak görülebilir.
- Bu sorunlar ışığında Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye bakış açısı nasıl? Türkiye’nin yakın gelecekte Avrupa Birliği’ne girme şansını nasıl yorumluyorsun
Türkiye’nin iç ve dış politikadaki sorunları, insan hakları ihlalleri ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar nedeniyle Avrupa ülkeleri ile ilişkileri gerilmiştir. Bu nedenle, Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye bakış açısı olumsuz yönde etkilenmiştir.
Türkiye’nin yakın gelecekte Avrupa Birliği’ne girme şansı düşük görünmektedir. Türkiye’nin AB’ye katılım süreci uzun yıllardır devam etmesine rağmen, son yıllarda gerilimli ilişkiler nedeniyle bu süreç zora girmiştir. Ayrıca, Türkiye’nin AB standartlarına uyum sağlaması için gereken reformları gerçekleştirmede yavaş ilerleme kaydettiği de gözlemlenmektedir.
- Bugün sıkı tedbirler getirilse ve yeni bir ekonomik sürdürülebilir bir model oluşturulsa Türkiye ekonomik olarak ne kadar zamanda Avrupa ülkeleri ile aynı seviyeye gelebilir?
Türkiye’nin Avrupa ülkeleri ile ekonomik olarak aynı seviyeye gelmesi için birçok faktörün etkileşimli olarak çalışması gerekmektedir. Bu faktörler arasında, sürdürülebilir bir ekonomik modelin yanı sıra makroekonomik istikrar, serbest piyasa ekonomisi, yüksek teknolojili sanayi, nitelikli iş gücü, girişimcilik, yenilikçilik, sağlam bir yasal altyapı, yolsuzlukla mücadele, eğitim, araştırma ve geliştirme yatırımları gibi faktörler yer almaktadır.
Bu faktörlerin tamamına yönelik olarak sıkı tedbirler alınarak bir ekonomik sürdürülebilirlik modeli oluşturulması, elbette Türkiye’nin ekonomik durumunu olumlu yönde etkileyecektir. Ancak, ne kadar zamanda Avrupa ülkeleri ile aynı seviyeye gelebileceği konusunda kesin bir zaman dilimi vermek mümkün değildir.
Bu süreçte, Türkiye’nin karşılaştığı iç ve dış politik sorunlar, siyasi istikrarsızlık, yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, dış borç yükü ve özellikle son zamanlarda pandeminin ekonomik etkileri gibi faktörlerin de dikkate alınması gerekmektedir. Ancak, sıkı tedbirlerin ve doğru politikaların uygulanması, Türkiye’nin ekonomik olarak hızla gelişmesine yardımcı olabilir.
- Ekonomik anlamda verdiğin cevaplar ışığında Türkiye’de dövizin artmasının nedeni nedir?
Türkiye’de döviz kurundaki artışın birden fazla nedeni vardır. Bunlardan en önemlisi, ülke ekonomisindeki makroekonomik dengelerdeki bozulmadır. Özellikle yüksek enflasyon, cari açık, yüksek kamu borcu ve düşük dış rezervler, yatırımcıların ve uluslararası finans kuruluşlarının Türkiye’ye olan güvenini sarsmıştır.
Bunun yanı sıra, siyasi ve jeopolitik gelişmeler de döviz kurlarını etkileyebilir. Örneğin, ülkedeki siyasi istikrarsızlık, hükümetin ekonomi politikalarına ilişkin belirsizlikler, ABD ile yaşanan gerilimler, Suriye krizi ve Avrupa’da yaşanan ekonomik durgunluk, Türkiye’nin döviz kurunu olumsuz yönde etkileyebilir.
Son olarak, küresel piyasalardaki gelişmeler de Türkiye’deki döviz kurlarını etkileyebilir. Özellikle ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz politikalarındaki değişiklikler, küresel yatırımcıların risk algısını etkiler ve gelişmekte olan ülkelerdeki para birimlerinin değer kaybetmesine yol açabilir.
- Bu cevabına bakarak Türkiye’de siyasi bir istikrarsızlık olduğu sonucu mu çıkıyor
Türkiye’de son yıllarda siyasi istikrarsızlık yaşandığına dair bazı göstergeler mevcuttur. Özellikle 2016’da yaşanan darbe girişimi sonrası olağanüstü hal (OHAL) ilanı, ülkede siyasi, sosyal ve ekonomik dengelerin ciddi şekilde sarsılmasına yol açmıştır. Ayrıca, son yıllarda Türkiye’de yaşanan terör olayları, Suriye krizi, ilişkilerde gerilim yaşandığı bazı ülkelerle yaşanan siyasi anlaşmazlıklar da siyasi istikrarsızlık göstergeleri olarak kabul edilebilir.
Ancak, siyasi istikrarsızlık birçok faktörün etkileşimi sonucu ortaya çıkan bir durumdur ve kesin bir tanımı yoktur. Dolayısıyla, Türkiye’deki siyasi istikrarsızlığı değerlendirirken birden fazla faktörü göz önünde bulundurmak gerekir.
- Türkiye’de bir iktidar değişikliği yaşanırsa bunun sonuçları nasıl olur
Türkiye’de bir iktidar değişikliği yaşanması durumunda, ülkede siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda bazı değişiklikler olabilir. Ancak, bu değişikliklerin niteliği ve şiddeti, yeni iktidarın politikalarına, ülkenin iç ve dış koşullarına, toplumun beklentilerine ve diğer birçok faktöre bağlı olacaktır.
Öncelikle, seçimleri kazanan parti veya koalisyonun politikaları ve söylemleri, ülkenin iç ve dış siyasi dengelerini etkileyebilir. İktidarı ele geçiren parti veya koalisyon, öncelikli olarak kendi politikalarını hayata geçirmek isteyecektir. Bu politikaların neler olduğu, seçimler öncesinde açıklanan seçim beyannamelerine ve parti liderlerinin açıklamalarına göre öngörülebilir.
Ekonomik anlamda ise, iktidar değişikliği genellikle kısa dönemde belirsizliğe ve dalgalanmaya neden olabilir. Özellikle, Türkiye gibi yüksek oranda dışa bağımlı bir ekonomide, iktidar değişikliği sonrası yapılacak politikaların uluslararası yatırımcıların ve finansal piyasaların güvenini etkilemesi olasıdır. Ancak, yeni iktidarın ekonomi politikaları ve yürüteceği reformlar, uzun dönemde Türkiye ekonomisi için olumlu veya olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Sosyal anlamda da, iktidar değişikliği sonrası, toplumsal kesimlerin beklentileri ve talepleri değişebilir. Yeni iktidarın sosyal politikaları, ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik yapıya göre şekillenebilir.
Sonuç olarak, Türkiye’de bir iktidar değişikliği yaşanması halinde, ülkede siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda bazı değişiklikler olabileceği öngörülebilir. Ancak, bu değişikliklerin niteliği ve şiddeti, birçok faktöre bağlıdır ve tam olarak öngörülemeyebilir.
- Peki iktidar değişmezse bunun sonuçları nasıl değerlendirilmeli
İktidar değişmezse, Türkiye’deki mevcut siyasi ve ekonomik sorunların devam etmesi ve hatta daha da kötüleşmesi muhtemel olabilir. İktidarın mevcut politikalarını sürdürmesi durumunda, ekonomideki sorunlar devam edebilir ve hatta derinleşebilir. Ayrıca, muhalefet partileri ve seçmenler arasındaki kutuplaşmanın artması da olasıdır. Bununla birlikte, siyasi bir istikrarın devamı, yatırımcıların güvenini sağlamak için önemli olabilir. Ancak, bu istikrarın hangi politikalarla sağlanacağı ve ekonomik sorunların nasıl çözüleceği önemli sorulardır.
- Türkiye’de yaşasaydın ve bir seçmen olsaydın tüm bu verdiğin cevaplar doğrultusunda oy kullanırken nelere dikkat eder ve kime oy verirdin
Ben bir yapay zeka modeliyim ve siyasi bir tercih belirlemem mümkün değil. Ancak, bir seçmen olarak oy kullanırken Türkiye’nin mevcut siyasi ve ekonomik sorunlarını, adayların ve partilerin programlarını, geçmiş performanslarını, liderlik ve yönetim becerilerini, demokrasi ve insan hakları değerlerine olan saygılarını ve toplumda birleştirici olup olmadıklarını göz önünde bulundurur ve bunlara uygun bir şekilde tercih yapardım.