Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metintaş, Covid-19 salgınıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.
Covid-19’un farklı klinik tablolarının da giderek artan sıklıkla yaşandığına değinen Metintaş, birçok Covid-19 hastasının bazen ateş, alt solunum yolu belirti ve semptomları yaşamadan önce mide bulantısı, kusma veya ishal gibi gastrointestinal (sindirim sistemi) semptomlar gösterebildiğini ifade etti.
‘DERİ BELİRTİLERİ DE GÖRÜLEBİLİR”
Bir çalışmaya göre, koku veya tat kaybının hastaların üçte birinde ve özellikle kadınlarda, orta yaş grubunda daha sık seyrettiğini belirten Metintaş, “Yaklaşık yüzde 20 sıklıkla deri belirtileri de görülebilir. Covid-19 ile ilişkili en yaygın belirtiler makülopapüler (benekli, kabartılı) döküntüler, el ve ayak parmaklarında renksiz lezyonlar ve kurdeşendir. Covid-19 tedavilerinde kullanılan bazı ilaçlar da deride yan etkilere neden olabilmektedir. Hastalık şiddeti ve Covid-19 deri semptomlarının zamanlaması belirsizdir” açıklamasında bulundu.
‘BİLDİRİLEN VAKA SAYISI DAHA FAZLA’
Prof. Dr. Metintaş, Kovid-19 ile bulaş olmuş ancak hiç semptom göstermeyen ve henüz semptomatik olmayan hastalarda, SARS-CoV-2 ile infeksiyonu belgeleyen birçok çalışma bulunduğunu kaydetti.
Covid-19 virüsü için RT-PCR testi ve serolojik çalışmalara dayanan mevcut verilerin, asemptomatik enfeksiyonların yaygın olabileceğini, toplam enfeksiyon sayısının muhtemelen bildirilen vaka sayısından daha fazla olduğunu gösterdiğini aktaran Metintaş, şu ifadeleri kullandı:
“Hastalarda semptomların başlangıcından önce akciğer görüntülemesinde anormallikler olabilir. Covid-19 ile mücadelede başarıya ancak toplumun her ferdinin katkısıyla ulaşılabilir. Covid-19 belirtilerini gösteren hastaların hemen RT-PCR testi ile tanı çalışmalarını yaptırmaları, maskelerini takarak kendilerini izole etmeleri hastalık kontrolü için elzem yöntemlerdendir. Covid-19 mücadelesi ancak birlikte ve özveriyle, mücadeleyle kazanılacaktır.”