Batı Antarktika’da araştırmalarını sürdüren bir grup bilim insanı, buzul katmanının altındaki su havzalarında oluşan çökelti havuzlarının devasa miktarlarda su barındırdığını keşfetti. Farklı bilim ekipleri onlarca yıldan beridir Antarktika buz tabakasının altını gözlemlemek amacıyla radar ve benzeri araçlarla saha taraması yapıyorlar ve yeni keşif uzun bir araştırma sürecinin neticesinde ortaya çıkarıldı.
Yeni araştırmada yer alan bilim insanları, yeryüzünün en büyük buzulu Ross Buz Sahanlığı’nı besleyen yarım düzine hızlı akan akarsudan biri olan ve uzunluğu 100 kilometreyi bulan Whillans Buz Akımı üzerinde yoğunlaştı. Araştırma ekibi, gezegenin atmosferinde yüksek oranda üretilen doğal elektromanyetik enerjinin Dünya üzerindeki etkisini ölçen ve ‘manyetotelürik görüntüleme’ adı verilen bir teknik kullandı. Bunun yanı sıra ana kaya, tortu ve buzun ayırt edilmesini sağlamak için başka bir ekip tarafından toplanan ve Dünya’dan yayılan doğal sismik dalgaları yeniden incelediler.
DEVASA ÇÖKELTİ HAVUZLARI AÇIĞA ÇIKARILDI
ABD’de bulunan Columbia Üniversitesi’ne bağlı Lamont-Doherty Dünya Gözlemevi’nde yüksek lisans öğrencisi olarak araştırmalarını sürdüren araştırma başyazarı Chloe Gustafson, “İnsanlar bu çökeltilerde derin yeraltı suları olabileceğini varsayıyorlardı ama bugüne dek hiç kimse ayrıntılı bir görüntüleme yapmamıştı. Ortaya çıkardığımız yeraltı suyu miktarı o kadar büyük ki, büyük ihtimalle buz akışı süreçlerini etkiliyor. Artık daha fazla şey öğrenmemiz ve bunları modellerimize nasıl ekleyeceğimizi bulmamız gerekiyor” diyor.
Antarktika’nın geniş çökelti havzalarının büyük kısmı, ana kayaya bağlı karasal buz ile kıtayı çevreleyen yüzer deniz buz katmanları arasında sıkışmış mevcut deniz seviyesinin altında yer alıyor. Yıllarca süren araştırmalar dahilinde buzul tabakasının altında gizlenen yeraltı gölleri, nehirler ve çökelti havuzlarından oluşan devasa bir su sistemini açığa çıkaran araştırmacılar, kimi zaman radarlarla donatılmış hava araçlarının sağladığı yüzey altı görüntüler, kimi zaman da açılan derin deliklerden alınan örnekler aracılığıyla bulguları teyit edebildiler.
Yaptıkları incelemeler, bulundukları yere bağlı biçimde, çökeltilerin ana kayaya çarpmadan önce yarım kilometreden yaklaşık iki kilometreye kadar buz tabanının altına uzandığını ortaya çıkardı. Ayrıca, çökeltilerin tamamen sıvı suyla dolu olduğunu doğruladılar.
İKLİM KRİZİNE ETKİ EDECEK KADAR BÜYÜK
Araştırmacılar, sığ çökeltilerdeki mikropların varlığının iklim krizine yeni bir karmaşa eklediğini dile getiriyorlar. Üzerinde çalıştıkları su havzası ve diğerleri muhtemelen daha derinlere uzanıyor ve eğer yeraltı suyu yukarı doğru hareket etmeye başlarsa, buz altındaki organizmalar tarafından kullanılan çözünmüş karbonu da beraberinde taşıyabilir. Daha sonra yanal yeraltı suyu akışı bu karbonun bir kısmını okyanusa taşıyacaktır. Bu durum, Antarktika’yı, Dünya üzerinde şimdiye kadar hesaba katılmamış bir karbon kaynağına dönüştürebilir.
Araştırmacılar, yayınladıkları makalede “Derin yeraltı suyu dinamiklerinin varlığının doğrulanması, buz akışlarının hareketiyle ilgili anlayışımızı değiştirdi ve buz altı su modellerinin değiştirilmesini gerektirecek” diyorlar.
Haber: Duvar