1. Haberler
  2. Yazar
  3. Aşk, iş, alışveriş gibi seçimlerinizin ne kadarı sizin?

Aşk, iş, alışveriş gibi seçimlerinizin ne kadarı sizin?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Algı yönetimi, daha çok Nöromarketing diye isimlendirilen alışveriş tercihlerimizi etkilemek amacıyla
yapılan profesyonel bir ticari çalışma gibi algılanmaktadır. Oysa algı yönetimi yaradılıştan itibaren tüm
canlıların çevresindekilerin kararlarını etkileyebilmek için yaptığı her şeydir. İlişkilerde en çok
uygulanan algı yöntemlerinden biri özgüven eksikliği yaratmak amaçlı yapılır. Çünkü, özgüveniniz
yoksa daha azına razı olursunuz.

Uluslararası bir yazarın kitabında uyguladığı algı yöntemleriyle ilgili yakında yayınlayacağım detaylı
çalışmamın ilişkilerle olan bölümünden isim ve detay vermeden bir örnek vermek istiyorum.

Yazarın yayınladığı son kitabındaki baş karakter kadının çocuğu olmuyor. Beraber olduğu erkeğe bunu
söyleyemeden herkesin ortasında evlenme teklifi alıyor ve teklif edenin makamı dolayısıyla evet
demek zorunda kalıyor. Devamında, çocuğu olmayan kadının düşünceleri ve evlenme teklif eden
kişinin düşünceleri üzerinden her ikisinin de mutlu olduğu bir kararla ayrılmaya karar veriyorlar. Ne
tesadüftür ki kitaptaki kadın karakterle yazarın karısının meslekleri de aynı. Yazar kitabın
yayınlanmasından bir yıl sonra çocuğu olmayan 20 yıllık karısına boşanmak istediğini söylüyor.
Kadında istemeyerek de olsa kabul edip sessizce boşanıyor.

O kitapta çocuğu olmayan kadınlarla ilgili bölümlerden sonra o kadının en azına razı olup sessizce
boşanmaktan başka şansı yoktu. Bu durumda yazar kitabındaki çocuğu olmayan karakter ve onun
ilişkisi üzerinden karısının en zayıf olduğu noktadan acımasızca saldırıp, özgüvenini yıkıp en kolay ve
az maliyetle boşanmak için algı yönetimi (mobbing) uygulamış olmuyor mu?

heka reklam heka

Sevdiğiniz kişiyi etkilemek, uyumlu bir çift olup mutlu olacağınızı göstermek için ona özel yaptığınız
kıyafet seçimi, konuşma şekli, gidilecek mekânın seçimi, yiyecek içecek seçimi, ulaşım seçimi gibi
onun sizinle ilgili algısını etkilemek için yaptığınız her şey bireysel algı yönetimidir.

Hiç kimse kıyafetinin, makyajının, yiyeceğinin, sevgili seçiminin başkası tarafından belirlendiğini kabul
etmek istemez. Algı yönetimi kararları kendinizin verdiğini zannettiğiniz formatta yapılır ve genellikle
birisi gösterene kadar da fark edilemez.

ALIŞVERİŞTE ALGI YÖNETİMİ

Algı yönetiminin başarısı güvene dayalıdır. Bu nedenle (1) Zengin ve ünlüler kullanılır. Özellikle
reklamlarda sanatçılar, sporcular, iş adamları vb. zengin ve ünlüler kullanılır. Çünkü, bir şeyi zengin ve
ünlüler kullanıyorsa güvenlidir algısı yerleşmiştir. (2) Uzmanlar kullanılır: Birden fazla ürünün olduğu
durumda hangisinin sizin için daha iyi olduğunu anlayabilmek için uzmanından profesyonel
danışmanlık almanız ve ücret ödemeniz gerekir. Firma reklamında bir uzmanı konuşturarak size
bedava danışmanlık vermektedir. Doktor tavsiyesi güven ihtiyacınızı sağlayacaktır. Çünkü doktor
söylüyorsa güvenlidir. Bu nedenle, özellikle vücudunuzda kullanacağınız yiyecek, diş macunu, diş
fırçası, şampuan, krem, beslenmeyle ilgili reklamlarda ise uzmanlar kullanılır. Algı yönetimi, güvenilir
kişiler kullanılarak yapılan, güvenin kötüye kullanılmasıdır.

Birine güvenmek şüpheyi yani sorgulamayı engeller ve sizi o kişiye karşı savunmasız hale getirir. Bu
konuyu sosyal medyada gördüğüm bir alıntıyla özetleyebilirim. 85 yaşında bir avukatla sohbetten
alınmış: “Kulağına küpe olsun dedi,60 yıl avukatlık yaptım, tüm davalar birbirine güvenen insanlar
arasındaydı” En iyi kandırılanlar en çok güvenenler değil midir?

Gıdalarla ilgili genetiği değiştirilmiş yiyecekler tanımı vardır. Orijinalliği değiştirilmiş müdahale edilmiş
demektir. Algı yönetimi de gerçekliği değiştirilmiş bilgidir. Zorlu ve yoğun hayat şartları içinde,
dünyanın dört bir yanından sosyal medya mesajları, kitaplar, filmler, reklamlar, kamu spotları,
basın/medya haberleri, aracılığıyla devamlı haber ve bilgi bombardımana maruz kalıyoruz. Hiçbir
şeye yoğunlaşmaya fırsatımız olmuyor ve bizi algı yönetimine karşı savunmasız hale getiriyor. Dünya
çapında uluslararası yayınları daha güvenilir kabul edebiliyoruz. Duyduğumuz, okuduğumuz veya
izlediğimiz bilgilerin gerçekliğini, doğruluğunu veya objektifliğini sorgulayamadan kontrolsüzce
beynimize yüklüyoruz.

Milyonlarca kişi tarafından okunacak bir kitap veya film, milyonlarca insan üzerinde algı yönetimi için
fırsattır. Bu durum, kişilerin, firmaların, ülkelerin, derneklerin, grupların, örgütlerin kullanabileceği bir
fırsata dönüşür. Kitaplar veya filmlerdeki iyi ve kötü karakterler üzerinden de okuyucular veya
izleyicilerde kanaat önderleri oluşturulabilir ve onlar üzerinde aynı şekilde algı yönetimi yapılabilir.

İlk kitabım “İSİMSİZ”de (1995) bahsettiğim gibi, çocukluktan itibaren devamlı duyduğumuz “Kitap En
İyi Arkadaştır” sözü de okuyucuları savunmasız hale getirmektedir. Kitabı yazanın belirli bir cinsiyet,
yaş grubu, kuşağı, çalıştığı kurum, makam, marka, kişiler ve temsil ettikleri şeyleri olumlu veya
olumsuz düşüncelerle ilişkilendirme amacı olabilir. Kitabını da sizi bu amaçlarına hazır hale getirecek
şekilde yazdıysa o kitap en iyi arkadaşınız olabilir mi? Çocuklara, insanlara zararlı olduğu için
yasaklanan, toplatılan kitaplar yok mu? Kendimizi ve çocuklarımızı savunmasız hale getiren bu tür
sözleri çocuklara öğretmekten vazgeçmeliyiz. Ama en önemlisi algı yönetimi konusunda mevcut
yöntemleri ve örnekleri inceleyerek bu konuda kısa sürede bilinçli hale gelebiliriz.

Bu yazıda algı yönetiminin olumsuz yönlerinden ve örneklerinden bahsettim ama olumlu amaçlarla
da kullanılmaktadır.

Aydın Türkgücü
Araştırmacı Yazar

http://www.aydinturkgucu.net/

Aşk, iş, alışveriş gibi seçimlerinizin ne kadarı sizin?
Yorum Yap
heka reklam heka

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Londra Gundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!