Küresel danışmanlık şirketi McKinsey’in iş ve ekonomi alanlarında araştırmalar yapan kolu McKinsey Global Enstitüsü (MGI) tarafından yayınlanan yeni bir rapor, istihdamın geleceğinde köklü değişimler yaşanacağını, pandemi sonrasında her 16 kişiden 1’inin meslek değiştirmek zorunda kalabileceğini öngörüyor.
“COVID-19 Sonrası İşimizin Geleceği” başlıklı rapor, araştırmada yer alan 8 ülkede 107 milyon kişinin mesleğini değiştirmek zorunda kalacağını öngörüyor.
Raporda; sağlık endişeleri nedeniyle sosyal mesafesi daha az olan eğlence ve turizm, perakende ve yeme içme, bilgisayar temelli ofis işleri, üretim ve depoculuk, uzun vadede salgından en çok etkilenecek alanların başında gösterildi.
Diğer yandan evden çalışma, e-ticaret ve otomasyon; çalışma yaşamında dönüşümü tetikleyen en önemli üç trend olarak sıralandı.
Kovid-19 öncesinde de otomasyon ve dijitalleşme nedeniyle ihtiyaç duyulan mesleklerde bir değişim söz konusuydu ancak pandemi uzaktan çalışma, dijitalleşme ve otomasyon trendlerini daha da hızlandırdı.
Pandemi trendi daha da hızlandırdı
Sekiz ülkede yapılan araştırmanın sonuçlarının yer aldığı raporda 2030 yılı itibariyle sekiz ülkede 107 milyon çalışanın meslek değiştirmek zorunda kalması bekleniyor. Bu da MGI raporuna göre pandemi öncesi mesleki değişim ihtiyacında yüzde 25’e varan artış yaşanabileceği anlamına geliyor.
Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Japonya, İspanya, İngiltere ve ABD işgücü piyasaları değerlendirilerek hazırlanan rapor pandemi sonrasında da kalıcı olması beklenen üç önemli trendin gelecekte ihtiyaç duyulacak yetkinlikleri daha hızlı dönüştürdüğüne vurgu yapıyor: Uzaktan çalışma – sanal etkileşimler, e-ticaret ve dijitalleşme, otomasyon ve yapay zekanın etkin kullanımı.
Uzaktan çalışma: Sağlık ve güvenlik endişeleriyle pandeminin en çok hızlandırdığı trend işin fiziksel koşullarında yaşanıyor. Bu nedenle raporda fiziksel yakınlığın en fazla olduğu dört alanda mesleki değişim ihtiyacı yaşanacağı vurgulanıyor: Eğlence ve turizm, (8 ülkede 60 milyondan fazla kişi istihdam ediliyor), perakende ve yeme içme (150 milyondan fazla çalışan var), bilgisayar temelli ofis işleri (300 milyon), üretim ve depoculuk (350 milyondan fazla kişi çalışıyor). Mesafe ihtiyacının devam etmesi nedeniyle pandeminin uzun vadede en fazla bu sektörleri etkileyeceği öngörüsü paylaşılıyor. Raporda incelenen 6 gelişmiş ekonomide işgücünün yüzde 70’i bu alanlarda çalışıyor. Çin’de bu oran yüzde 60, işgücünün yarısının açık havada çalıştığı Hindistan’da yüzde 40. Hibrit uzaktan çalışma düzeninin gelişmiş ekonomilerde en az yüzde 20 ila 25 oranında devam edeceği öngörülen raporda gelişmekte olan ekonomilerde de mesleklerin yüzde 10’unun uzaktan çalışma şeklinde sürmesi bekleniyor.
E-ticaret ve dijitalleşme: Pandeminin evlere kapattığı milyonların ihtiyaçlarını online olarak almaya başlaması ise hem e-ticaret’i hem de “evlere gönderim” ekonomisini iki ila beş kat hızlandırdı. Bu da rapora göre seyahat ve eğlence sektörlerindeki düşük ücretli mesleklere ihtiyacı azaltırken, dağıtım merkezleri ve evlere gönderi alanlarında ihtiyacı artırarak taşımacılık ve lojistik alanında mesleklere kayış getirecek.
Otomasyon ve yapay zeka: Üretim tesislerinde ve depolarda pandeminin risklerini azaltmak için otomasyon ve yapay zeka uygulamalarının giderek daha yaygın olarak kullanılması, bu alanlarda yıllar sürecek değişimleri de öne çekiyor. Müşteri hizmetlerinin akıllı kiosklardan ve robotlardan alınmaya başlamasıyla üretim ve depoculuk dışında, perakende ve müşteri hizmetleri alanlarında da ihtiyaç duyulan istihdamın başka bir yöne kayması gerekebileceği belirtiliyor.
Düşük ücretli işlerin payı ilk kez düşecek
2030, rapora göre düşük ücretli istihdamın payının tarihte ilk kez azaldığı yıl olabilir. Değişimden en çok etkilenecek kesim ise üniversite mezunu olmayanlar, kadınlar, etnik azınlıklar ve gençler. Sağlık sektörü ve STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) alanlarındaki yüksek ücretli istihdamın payının ise artmaya devam devam etmesi öngörülüyor.
Kaynak: Dünya