Mart ayında yüzlerce maymunun şehrin merkezinde trafiğe aldırış etmeden sağa sola koştuğu, zaman zaman birbirine saldırdığı video viral olmuştu. Corona virüsü nedeniyle durma noktasına gelen turizm şehrin ünlü maymunları da etkilemişti.
Hayatın kademeli olarak normale dönmeye başladığı bugünlerde turizm halen ölü sezonda. İki ayı aşkın süredir şehir halkının beslemeye çalıştığı makak maymunları, sayılarının da artmasıyla şehrin yeni sahibi oldu.
Artık kullanılmayan bir sinemayı karargahları haline getirmişler. Sinemanın yanında dükkanı olan bir esnaf vitrinine maymunları kokutmak amacıyla oyuncak kaplan ve timsahlar yerleştirmiş. Esnaf maymunların dükkandan düzenli olarak sprey boya ‘çaldığını’ anlatıyor.
Turistlerin muzla beslediği maymunların diyetinin abur cubur ağırlıklı hale gelmesi yerel halka göre durumu daha kötüleştirmiş. Şekerli yiyecek ve içecekler tüketen maymunlar bu enerjiyi cinsel hayatına yansıtmış.
Prang Sam Yod tapınağında görevli Pramot Ketampai “Yedikçe daha çok enerjileri oluyor. Böylece daha çok ürüyorlar” diyor.
Şehirde yaşayan ve balkonunu ağlarla kapatan Kuljira Taechawattanawanna “Biz kafeste yaşıyoruz, onlar dışarıda” diyerek durumumu özetliyor: “Dışkıları her yerde, özellikle yağmur yağınca koku dayanılmaz oluyor.”
Yetkililer durumu kontrol altına almak için kısırlaştırma programı başlattı. Sayıları 6 bini bulan maymunlardan 500 tanesinin kısırlaştırılması hedefleniyor. Meyve konan kafeslerle yakalanan maymunlar kısırlaştırma işlemi sonrası tekrar şehre bırakılıyor.
Ancak bu da yeterli olmazsa şehrin başka bir kısmında maymunlar için barınak inşa edilmesi planlanıyor.
Bu fikre sıcak bakmayanlar da var. Şehirde dükkanı olan Taweesak Srisaguan her şeye rağmen maymunları özleyeceğini söylüyor: “Sokakta onları görmeye, oynamalarını izlemeye çok alıştım. Giderlerse yalnız kalırım.”