İnternetteki hangi bilgileriniz satışta biliyor musunuz? Bu sorunun cevabını bulmak için kullandığımız bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi cihazların yeteneklerine bakmamız gerekiyor. Sistemin nasıl tasarlandığını, neler yapabildiğini iyi anlarsak bugün veya gelecekte nelerimizi bizden habersiz alıp sattıklarını da anlamış oluruz. Her zaman dediğim gibi “Sistemi çözen sistemi yönetir” sistemin nasıl çalıştığını (Algoritmasını) anlarsak önlemlerimizi alabilir hatta karşı atağa bile geçerek bizi yönlendiren sistemi biz yönlendirmeye başlayarak sistemi hackleyebiliriz.
Bu yazımda satışta olan iki kişisel bilgimizden bahsetmek istiyorum;
1. Tüketim Tercihlerimiz.
2. Siyasi Tercihlerimiz.
Ama unutmayın! Bu sistemler bilgilerimizi alabilmek için ihtiyaçlarımızı, nasıl karar verdiğimizi ve bunu ölçümlemeyi çok iyi biliyorlar. Emin olun bizi bizden daha iyi tanıyan bir sistemle karşı karşıyayız.
1: Tüketim Tercihlerimiz.
Sosyal medyada ki uygulamalarda her gün yüzlerce mesaja bakıyor, bazılarını beğeniyor, paylaşıyor, bazılarına da yorumlar yazıyoruz. İnternette çeşitli web sitelerine giriyor ve sayfalarına bakıyoruz. Tabii ki, internette, sosyal medyada beğendiğiniz, paylaştığınız, yorum yazdığınız, okuduğunuz her şey kaydediliyor ve istatistiki bilgiye dönüşüyor. Bu bilgilerden sizin alışveriş, arkadaşlık, umutlarınız, hayal kırıklıklarınız, kızgınlıklarınız, cesaretiniz vb. özellikleriniz tespit edilip kişilik simülasyonunuz çıkıyor. Bulunduğunuz ülke, bölge, yaş, cinsiyetinize göre size ve ihtiyaçlarınıza uygun reklamlar sayfalarınızda yer alıyor. O reklamlara verdiğiniz tepkilere göre gelecekte karşılaşacağınız reklamlar belirleniyor.
Bu durumda sizin kişisel verileriniz dolaylı yoldan firmalara satılmış oluyor. Sosyal medya şirketi reklamların izlenmesi veya tıklanmasıyla para kazandığı için size uygun reklamları bulabilmek için bunu yapmak zorunda.
Sosyal medya programının algoritmasının firmalarda işe yarayıp yaramadığını da yaptığınız kredi kartı harcamalarıyla direkt ölçümleyebiliyorlar. Ben kredi kartı kullanmıyorum diyebilirsiniz bu durumda mağazaların indirim kartlarını da kullandığınızda aynı şekilde ölçümleniyorsunuz. İndirim kartları da kullanmıyorum diyorsanız, Kamera olan her yerde kimlik tespiti yapılabilir ve yaptığınız alışverişle ilişkilendirilebilir.
2: Siyasi Tercihleriniz
Günümüzde sınırları tüm Dünya olan Dijital Devlet kavramı gündemde. Sosyal Medya uygulamalarının kişilerle ilgili sahip olduğu bilgiler, devletlerin istihbarat servislerinin çok ötesinde. Ve bu uygulamalarla sizin vatandaşlarınız size karşı kullanılabilir hale getirilebilir. Merkezi yönetimlerin kendi halkları üzerindeki algı yönetim kontrolünü elden kaçırdıkları bir aşamadayız.
Bu konuyu Clubhouse’daki odalardan birinde yaşanan bir olayla örneklemek istiyorum.
Tesla’daki bir iş görüşmesine giden mühendis arkadaş, “Tesla’dan hiçbir diploma, kurs veya iş geçmişi vb. hiçbir belge istenmediğini” söyleyip bunu da “Tesla’nın diplomadan çok beceriye önem veriyor” şeklinde açıklamıştı. Bende söz alarak, aynı şeyin ABD vizesinde de olduğunu, ABD’nin diğer ülkeler gibi, otel rezervasyonu, uçak bileti, tapu, banka hesabı gibi finansal bilgiler, iyi hal kağıdı, iş durumu vb. belgeler istemediğini. Vize görüşmesine sadece pasaportla gidildiğini, Burada verilen mesajın, BEN SENİN HERŞEYİNİ BİLİYORUM. BİR ŞEY İSTEMEME GEREK YOK” yaklaşımı olduğunu söylemiştim.
Diğer ülkeler size ülkenizden geri dönüş garantili şartlı tahliye hissi verirken, ABD, seni senden iyi tanıyorum, benden kaçış yok diyor sanki. Vize görüşmelerinde her türlü evrakı istemek mi, yoksa hiç evrak istememek mi güç gösterisi? Takdir sizin.
Milyonlarca kullanıcısının siyasi görüşleriyle ilgili bilgileri satarak seçimlere müdahale eden sosyal medya şirketleriyle ilgili haberleri okumuşsunuzdur. Yüklü cezalar ödediklerini hatta kullanıcılarından özür dilediklerini…
Siyasi mesajları beğenirken, paylaşırken, olumlu veya olumsuz yorum yazarken daha dikkatli mi oluyorsunuz? Hem yönetim hem de çevrenizden gelebilecek ötekileştirmeler sizi dikkatli olmaya mı zorluyor? “Siyasi hiçbir mesajı veya haberi beğenmediniz, paylaşmadınız veya yorum yazmadığınıza göre siyasi görüşünüzü ölçemediler mi, güvende misiniz?
TV, bilgisayar, tablet, telefon kameralarının ve mikrofonlarının olmadığı durumda ve sadece yukarıdaki kriterlere göre ölçümleniyor olsaydık haklı olabilirdiniz? Şu andaki durumu şöyle özetleyebilirim. Yapay zeka aracılığıyla kameranız devamlı sizi izlerken mikrofonunuz da dinliyor. Kamerayı veya mikrofonu programdan kapatmanızın “disable etmenizin” hiçbir anlamı yok. Yazılım isterse sizi izleyebilir veya dinleyebilir.
İnsanlar yaşadıkları veya gördükleri karşısında duygusal tepkiler verirler. Bu tepkilerini de yüz ifadeleri, göz ifadeleri, vücut hareketleri veya çıkardıkları seslerle dışa vururlar. Yapay zeka programları sizin ekranda kime, hangi habere hangi mesaja baktığınızı bilir. Bakarken göz, yüz, vücut tepkilerinizden ve yaptığınız yorumlar veya çıkardığınız seslerden o mesajdaki kişi, konu, marka veya ürünle ilgili fikrinizi rahatça ölçümler.
Ölçümlendiğinizin farkında olmadan, herhangi bir beğeni, paylaşım veya yorum yapmadan siyasi bir ankete, siyasetle ilgili sosyal bir araştırmaya, referanduma katılmış olabilirsiniz. En iyi en objektif anket katılanların ölçümlendiğini bilmediği doğal davrandığı, rol yapmadığı ankettir. Tabii ki, araştırma şirketlerinin kişilerle bizzat yaptığı anketler yine yapılmaya devam edecektir. Bu diğerinin gizliliği için kaçınılmazdır. Hangi partiye nasıl baktığınız öğrenildikten sonra artık sizi olumlu veya olumsuz yönde etkileyecek şekilde ekranlar sunulacaktır.
Mesela bir grubun partinizle ilgili ne düşündüğünün anketini yapacaksanız. Örnek, Ekranlarda “Z” kuşağıyla ilgili bir açıklama yapasınız. “Z” kuşağı kullanıcılarının internet ve sosyal medyada sizin açıklamalarınızı okurken verdikleri tepkilerinin ölçülmesini istersiniz. Ayrıca onların diğer paylaşımlarından psikolojilerini, ihtiyaçlarını, tepki verme yöntemlerini de öğrenir “Z” kuşağına yönelik seçim kampanyanızın içeriğini belirlersiniz. Bu etki – tepkiyi ölçmek için yapılan bir eylemdir.
Siyasi rakibinizle ilgili dijital anket sonuçlarını satın alabilir, onlara destek verenlerin bilgileriyle onlara yönelik stratejilerinizi belirlersiniz. Veya muhalefet iktidara oy verenlerle ilgili bilgileri ve hizmetleri satın almak ister.
Burada sosyal medya şirketleri;
– Bu bilgileri hangi partilere verip vermeyeceğini belirleyerek
– Şirket kendi yaptığı ölçümlerle kazanmasını istediği partiye yönelik olumlu, kazanmasını istemediği partiye olumsuz ekranlarla seçimlere de müdahale etmiş olmuyor mu?
Bunları bilme ve ölçme şansınız var mı?
Ben yıllardır bilgisayarımın ve tabletimin kamerasını bantla kapatır sadece video görüşmesi yapacağım zaman açarım. Cep telefonundan haberleri okurken de mümkün olduğu kadar kamerayı elimle kaparım. Böylece hangi haberi okuduğum kayıtlara geçerken duygusal tepkilerim ve o haber konusundaki fikrimin ölçülmesini kısmen de olsa engelliyorum. Bir arkadaşımın dediği gibi belki de haberleri okurken maske takmak gerek.
Sonuç olarak, Duyguları ölçülebilen toplumlar daha fazla yönetilebilir ve provoke edilebilirler. Datayı toplayan veya kontrol eden ekipte de değilseniz, size sunulanlara inanmak zorundasınız. Her zaman dediğim gibi Geleceğini tasarlamayan toplumlar başkalarının tasarladığı gelecekte yaşarlar.
Aydın Türkgücü
Araştırmacı Yazar