National Center for Removal of Criminal Organizations’ın (Suç Örgütlerini Ortadan Kaldırma Ulusal Merkezi) verilerine göre 2011’de yaklaşık 70 bin 300 yakuza (çete üyelerinin tamamına verilen isim) bulunurken bu sayı 2020’de 25 bin 900’e düştü.
Independent Türkçe’den Esra Güngör’ün aktardığına göre The Guardian’da yayınlanan makalede, Japonya’nın uyguladığı yakuza karşıtı yasalar sayesinde çete üyelerinin yarısından fazlası 50 yaşın üstüne geldiği ve bunların yüzde 10’unun da 70’ine merdiven dayadığı belirtildi. 1960’larda en güçlü dönemlerini yaşayan yakuzanın zamanla gücü kırıldı.
The Washington Post’un bildirdiğine göreyse hayatını yakuza olarak geçirmiş pek çok kişi artık suçtan uzak yeni bir hayat kurma arayışı içinde.
Kitakyushu bölgesinin en güçlü yakuza grubu olan Kudo-kai üyesi Takashi Nakamoto da onlardan biri. 55 yaşındaki Nakamoto halihazırda udon (Japon mutfağına özgü bir erişte) hazırlayan bir restoranda şeflik yapıyor.
Yakuzalar vücutlarının neredeyse tamamında dövme olmasıyla ve çete kurallarına aykırı hareket ettikleri durumda serçe parmaklarını kaybetmesiyle biliniyor. Nakamoto da her ne kadar yeni bir hayat kurmaya çalışsa da serçe parmağının yerindeki boşluk geçmişini ele veriyor.
Nakamoto, 2015’te son hapis cezasını çekerken çeteye duyduğu güveni kaybettiğini ve ayrılma zamanının geldiğini düşünmüş. Farklı bir yaşam için motive olduğunu belirten eski yakuza üyesi şunları söylüyor:
“Yakuza dünyasını geride bıraksam da öğrendiğim çok şey var. Ve bunlardan bazıları derinlerde hâlâ aynı. Her şeyi yapmaya hazırdım ve şimdi bu kararlılığı normal toplumda yaşamak için kullanıyorum.”
Kudo-kai’dan 2011’de ayrılan Motohisa Nakamizo ise şunları söylüyor:
“Hapisten ya da bir yakuza örgütünden çıktıktan sonra, ilk beş yıl boyunca herkes gibi olmadığınızı düşünmeniz gerekiyor. Genellikle sıfırdan başlamaktan bahsederler ama biz eksiden başlıyoruz, sıfıra ulaşmaya çalışıyoruz.”
Sıkı sadakat kuralları çeteleri bırakmayı zorlaştırıyor
Japon suç örgütleri çok sıkı sadakat kurallarıyla yönetiliyor ve hiyerarşik yapıları da bir tür aile gibi işliyor. Bu da çeteye bir kez girince ayrılmanın fazlasıyla zor olduğu anlamına geliyor. Ancak Kudo-kai lideri Satoru Nomura’nın 24 Ağustos’ta mahkeme tarafından 4 sivile yönelik saldırıda suçlu bulmasının ardından yakuza üyelerinin çeteye bakışı büyük oranda değişti.
Çetelerin eskisi gibi alternatif bir güç odağı oluşturamaması ve kolluk kuvvetlerinin yoğun baskısı yakuza grubundan birçok kişiyi ayrılmaya teşvik etmiş. Kudo-kai gibi çeteler artık uyuşturucu kaçakçılığı, kara para aklama gibi suçları yakalanmadan uygulayamıyor. Bu da şöhretlerine darbe indirerek yeni üye kazanmalarının önüne geçiyor.
Ancak normal bir hayat kurmak hiç kolay değil çünkü her ne kadar bazı hükümet programları mali destek sunsa da çoğu kapı yakuzalara kapalı.
‘Yasalar yakuzaları toplumdan soyutlayacak şekilde tasarlandı’
Suç sosyolojisi ve yakuza uzmanı Noboru Hirosue, yasaların yakuzaları toplumdan soyutlayacak biçimde tasarlandığını belirtiyor. Bu, yakuza üyelerinin artık banka hesabı açamayacakları, ev kiralayamayacakları, sigorta yaptıramayacakları veya cep telefonu alamayacakları anlamına geliyor.
2014’te en büyük gruplardan biri olan Yamaguchi-gumi’den ayrılan Garyo Okita, baskıların yakuza üyelerinin ailelerini ve sosyal çevrelerindeki diğer kişileri de kısıtladığını söylüyor. Bir diğer Kudo-kai üyesi Motohisa Nakamizo ise ailesinin emlak şirketinde çalışıyor.
Adalet Bakanlığı’nın çetelerden ayrıldığını bildiren yakuza üyeleri için tuttuğu istihdam verilerini inceleyen Hirosue, 2010’la 2018 arasında ayrılanların yüzde 3’ünün iş bulduğunu iş bulamayanların bazılarınınsa yakuza gruplarına döndüğünü belirtiyor.
Gündelik hayata entegre olmada zorluk yaşama, toplumun geri kalanının önyargısı, eğitim eksiklikleri gibi nedenler yakuzaların normal bir hayat kurma yolunda karşılaştıkları engeller. Veriler yıllar sonra topluma tutunmaya çalışanların son yakuzalar olabileceğine işaret ediyor.