Marburg virüsüyle ilgili aramalar iki kişinin hayatını kaybetmesi sonrasında hız kazandı. Afrika’da dünyanın en ölümcül hastalıklarından birinin ortaya çıkması yeni bir salgın mı geliyor korkusu yarattı. ‘Marburg’ virüsünden ölen iki hastanın haberini alan Dünya Sağlık Örgütü acilen harekete geçti. Ülkenin güney Ashanti bölgesinden gelen hastaların birbirlerini tanımamaları ise endişeleri artırdı. Bağlantılı olmayan iki vaka hastalığın düşünülenden daha fazla yayılmış olabileceği korkusuna sebep oldu. Dünya Sağlık Örgütü’nün Ganalı sağlık çalışanlarına destek olacak bir uzman ekibi görevlendirdiği ve bu kişilerin yola çıktığı da gelen haberler arasında.
MARBURG VİRÜSÜ BELİRTİLERİ NELER?
Marburg, var olduğu bilinen en ölümcül virüslerden biri ve hastaların %88’ini öldürüyor. Hayatını kaybeden kişilere yapılan ilk testler pozitif çıktı ve Marburg Virüsü bulundu. Ebola’nın ölümcül bir kuzeni olan Marburg, enfekte olan herkesi yüzde 90 ihtimalle öldürüyor. Son derece bulaşıcı olan patojen, bir sonraki büyük pandemik tehdit olarak lanse edilmişti ve DSÖ bunu ‘salgın eğilimli’ olarak nitelendirdi.
Marburg virüsüyle enfekte hastalar ‘hayalet benzeri’ hale gelir, genellikle gözleri çukurlaşır ve ifadesiz yüzler geliştirirler. Buna genellikle burun, diş etleri, gözler ve vajina dahil olmak üzere birden fazla yerden kanama eşlik eder.
MARBURG VİRÜSÜ NEDİR? NASIL BULAŞIR?
Bu virüs normalde Angola, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Kenya, Güney Afrika ve Uganda’daki salgınlarla ilişkilidir. Marburg, daha iyi bilinen Ebola virüsü hastalığı ile aynı aileden viral hemorajik bir ateştir. Virüs meyve yarasaları tarafından taşınır, ancak insanlar arasında kan ve vücut sıvıları yoluyla ve ayrıca kontamine yüzeylere dokunarak yayılabilir. Virüsü kontrol altına almak için son derece katı enfeksiyon kontrol önlemleri gereklidir.
İnsanlarda ilk olarak 1967’de Almanya’nın Marburg ve Frankfurt’ta ve Sırbistan’ın Belgrad kentinde ortaya çıkan salgınlardan sonra Uganda’dan ithal edilen maymunlar tarafından laboratuvar çalışanlarına geçirildikten sonra tespit edildi. Hastalık, 2008 yılında mağaraları ziyaret ettiği Uganda’dan Hollanda’ya dönen Hollandalı bir kadında ikinci kez tespit edildi. Hastalık, yüksek ateş ve şiddetli baş ağrısı ile aniden başlar ve genellikle yedi gün içinde şiddetli kanamaya neden olur.
Virüsü tedavi etmek için onaylanmış hiçbir aşı veya antiviral tedavi yoktur, bu nedenle doktorların semptomları iyileştirmek için intravenöz damlalara güvenmeleri gerekir. Kan ürünleri, bağışıklık tedavileri ve ilaç tedavileri de dahil olmak üzere bir dizi potansiyel tedavi halen geliştirilmektedir.
Haber: CNN Türk
