Toronto’daki Bloom Psychology & Wellness’ta psikoterapist olan Natasha Reynolds, anksiyetenin bazı açılardan duman alarmı gibi olduğunu söylüyor. Duman dedektörü sizi gerçek bir tehlikeye karşı uyarır ve evinizden güvenli bir şekilde çıkmanızı sağlar, ancak aynı zamanda sizi aslında tehlikeli olmayan şeylere karşı da uyarır. Reynolds, bu duman alarmı tehlikeli olmayan şeyler için sık sık çaldığında, bunun destek aramak için bir işaret olabileceğini söyledi. Ayrıca, bazı yaygın davranışlar, anksiyete alarmınızın olması gerekenden daha sık çalmasına neden olur. İşte Natasha Reynolds’ın bahsettiği, anksiyetenizi besleyen o davranışlar!
BU 5 DAVRANIŞ ANKSİYETENİZİ BESLİYOR
1. SİYAH-BEYAZ DÜŞÜNMEK
Reynolds, “Yaygın bir davranış olan siyah-beyaz düşünmek, “ya hep ya hiç” düşüncesi olarak da adlandırılabilir” dedi. Reynolds, bu tür bir yaklaşımın, durumlara iyi ya da kötü olarak bakmak ve “gri” durumları dikkate almamak anlamına gelebileceğini belirtti.
2. KAÇINMA
The.Anxiety.Doc Instagram hesabını yöneten psikolog Jennifer Anders, “Anksiyeteyi daha da kötüleştiren bir numaralı davranışın kaçınma olduğuna inanıyorum,” dedi. Anders, “Bu aslında çoğu insanın inandığının tam tersidir. Anksiyetenizi tetikleyen durum, yer ya da insanlardan kaçındığınızda anksiyete daha da kötüleşir. Kaçınma, bu kaygı döngüsünü besler ve bir nevi bu bedensel tepkiyi güçlendirir ve zaman içinde kaygıyı şiddetlendirir” diyerek sözlerini bitirdi.
3. GÜVEN ARAYIŞI
Anders, bir durum hakkında sürekli başkalarının görüşlerini sormanın ve hatta sağlık belirtilerinizi Google’da aramanın bile anksiyetenize olumsuz katkıda bulunduğunu söyledi. Bu tür davranışlar güven arayışı olarak adlandırılabilir. Başka bir deyişle, güven arayışı hızlı bir çözümdür ancak uzun vadede kaygınız için herhangi bir iyilik yapmaz.
4. FELAKETLEŞTİRME
Kaygınızın bayılmanıza neden olacağından ve çevrenizdekilerden yardım alamayacağınızdan endişe ettiniz mi? Ya da hiç kiranızı geç atıp ev sahibiniz tarafından evden atılacağınızdan korktunuz mu? Reynolds’a göre bu, en kötü senaryoyu düşünmek ve bu senaryonun gerçekleşme olasılığının en yüksek olduğuna inanmak olan “felaketleştirme” olarak bilinir. Tahmin edebileceğiniz gibi, felaketleştirme kaygıya katkıda bulunur. Reynolds, “Bilişsel davranışçı terapiye göre, anksiyetenin durumu abartmamızın ve bununla başa çıkma yeteneğimizi hafife almamızın bir sonucu olduğundan bahsedilir,” dedi.
“Ya her şey yolunda giderse?” diyerek bu en kötü senaryo fikirlerine meydan okumak faydalı olabilir. Reynolds, “Çünkü kaygı, en iyi senaryoyu düşünmek değildir.” diyor.
5. KENDİNİ ELEŞTİRMEK
Anders’e göre, kendinize yeterince iyi olmadığınızı ya da bir şeylerin yolunda gitmeyeceğini söylemenin kötü olmaktan öte, anksiyetenizi de artırdığı ortaya çıktı.
Anders, “Bu, yine birçok insanın kendileriyle nasıl konuştuklarının ve günlük yaşamlarını ve günlük faaliyetlerini sürdürürken kendilerini tanımlamak için kullandıkları kelimelerin farkında olmadıkları büyük bir sorun,” dedi.
Kendimize kurduğumuz bu cümleler genellikle arkadaşlarımıza ya da ailemizle konuştuğumuzda kurduklarımızdan çok daha serttir. Anders, “İnsanları kendileriyle ilgili kullandıkları kelimelere dikkat etmeye teşvik ediyorum ve ilk adım bunu değiştirmek değil. İlk adım sadece farkındalık yaratmaktır,” dedi.
Kaynak: Aydınlık