1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Osman Müftüoğlu: Antikorlarınıza güvenmeyin, korunmaya devam edin

Osman Müftüoğlu: Antikorlarınıza güvenmeyin, korunmaya devam edin

COVID-19’a yakalanıp da iyileşenlerin ve geliştirilecek aşılardan faydalanmayı düşünenlerin akıllarına gelen ilk sorulardan biri şu: “Neticede oluşacak antikorlara ne kadar güvenebilirim? Bu antikorlar beni ne süreyle korur?”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Araştırmaların sonuçları da uzmanların görüşleri de net ve açık değil. Ortak kanaat, hastalığı geçirenlerde antikorların sağladığı korumanın ortalama 3-6 ay sürebileceği. Ekim sonunda yayımlanan bir çalışmada (İzlanda çalışması) COVID-19’dan iyileşenlerin yüzde 90’ında ölçülebilir düzeyde IgG antikorlarının oluştuğu, antikor seviyesinin 2 ay boyunca yükselmeye devam ettiği ve antikor yüksekliğinin en az 4 ay sürdüğü gösterildi.

Önemli olan şu: Bilelim ki bu virüse karşı da IgG yapısında antikor oluşturabilmek çok önemli bir savunma gücü. Virüse karşı yeteri kadar IgG antikoru geliştirenler, bedenlerinde kâfi miktarda antikor bulunduğu sürece aynı virüsü kaptıklarında yeniden hastalanmazlar. Ama yine bilelim ki antikor üretme gücü kişiye göre değişebiliyor. Bazı kişiler daha fazla antikor üretebilirken, diğerleri daha az antikor geliştirebiliyor.

Netice şudur: Uzmanlar prensip olarak hastalığı geçirenlerin 3 ila 6 ay antikor koruması altında olabileceklerini söylüyor, ardından da şu bilgiyi ekliyor: Antikorlarınıza güvenmeyin, korunmaya devam edin.

BİR AYRINTI

heka reklam heka

İYİLEŞTİM ANTİKORUM DA VAR HÂLÂ MASKE TAKMALI MIYIM

COVID-19’dan iyileşenler yeterince antikor taşıdıkları sürece yeni bir bulaş durumunda kolay kolay yeniden hastalanmazlar. Ama ne var ki bulaş nedeniyle ağız ve burunlarda taşıdıkları virüsleri başkalarına aktarabilirler. Bu nedenle ister hastalığı geçirerek, ister aşılanarak antikor geliştirmiş olalım, “Pandemi bitti düdüğü” çalana kadar maskelerimizi takmaya devam edeceğiz.

KISA BİLGİ

AZ YİYEN NEDEN DAHA UZUN YAŞAR

SAĞLIKLI ve uzun bir ömür için elimizdeki tek bilimsel dayanak şu: Yaş ilerledikçe çok yiyen değil, az yiyen daha uzun yaşıyor. Bu nedenle yaşınız 50’yi geçince yeme içme işinde hafifçe frene basın. 60’ı geçince de ayağınızı gazdan çekip frene yüklenin. Yani az ve öz yiyin, yediklerinizde yüzde 20 civarında bir “küçültme”, yani “azaltma” yoluna gidin. Bu önlem size 6 mühim avantaj sağlar…

Daha az serbest radikal üretirsiniz.

Daha az insülin salgılarsınız.

Daha az trigliserid üretirsiniz.

Daha çok antioksidan kazanırsınız.

Daha düşük kilolu, daha az tansiyonlu, daha güzel uyuyup daha dinç uyanan biri olursunuz.

Neticede de daha sağlıklı ve uzun yaşayan biri olma şansı yakalarsınız.

10 BÜYÜK BESLENME GÜNAHI

Şekeri abartmak

Beyaz unu çoğaltmak

Yağları kızdırmak

Gıdaları ateşte, kömürde, tavada yakmak

Probiyotikleri unutmak (kefir, yoğurt, turşu)

Eti kemiğinden ayırıp tencere yemeklerini bırakmak

Sakatat grubunu ayıplamak (kolajen kaybı)

Omega-3/6 oranını bozmak, çok az omega-3, çok fazla omega-6 kazanmak

Sodyum/potasyum oranını bozmak, potasyumu azaltıp sodyuma (tuza) abanmak

Fast-food kültürüne paçayı kaptırmak

OKUR SORUSU

İYİLEŞTİM, NEDEN TESTİM HÂLÂ POZİTİF

Bugünlerde en çok kafamızı karıştıran, özellikle sosyal medyayı en çok meşgul eden sorulardan biri de başlıktaki sorudur. Bilindiği gibi COVID-19 pratiğinde eğer hastalık normal seyrini gösterirse kişilerin 14 gün içerisinde iyileştikleri kabul ediliyor ve onlara hastalık sonrasında PCR testi yapılmıyor. Ama yine biliniyor ki COVID-19’dan iyileşenlerin bazılarında ikinci haftadan sonra da PCR testi pozitif çıkabiliyor. Uzmanlar bu durumun özellikle hastalığı ağır geçiren ve hastanede tedavi edilen kişilerde saptandığının altını çiziyor. Hastalığı geçiren ama solunum belirtileri taşımaya devam eden, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve benzeri şikâyetleri devam edenlerde ikinci haftadan sonra da testin pozitif çıkma ihtimali artıyor. Diğer taraftan ikinci haftadan sonra PCR testinin pozitif bulunması o kişide mutlaka bulaşıcı virüs mevcudiyeti anlamına da gelmiyor. Etkisiz virüs kalıntıları nedeniyle de testi pozitif çıkabiliyor.

GRİP AŞISI COVID-19 RİSKİNİ AZALTIR MI

PANDEMİ bu yıl grip aşısını sağlık gündemimizin en önemli maddelerinden biri haline getirdi. Başlıktaki sorunun yanıtı şu: Riskli kişilerin bu aşıyı yaptırmalarında fayda var. Ama yine bilelim ki grip aşısı yaptırmak bizi sadece gribe karşı korur, COVID-19’a karşı koruma sağlamaz. Diğer taraftan grip aşısı, COVID-19’a yakalanma riskini de arttırmaz. Kısacası grip aşısı yaptırmak bizi sadece mevsimsel gripten korur ve muhtemel bir COVID-19 enfeksiyonuna ilave olabilecek bir grip geçirmemiz durumunda hastalığı daha ağır atlatmamızı engeller.

Kaynak: Hürriyet Köşe Yazısı

Osman Müftüoğlu: Antikorlarınıza güvenmeyin, korunmaya devam edin
Yorum Yap
heka reklam heka

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Londra Gündem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!