Akıl, bazı kısımları henüz keşfedilememiş olan karmaşık bir sistemdir. Buna rağmen, aklımız ile ilgili bazı temel şeyleri anlayacak kadar bilimsel veri bulunmaktadır. Aklımız ile gerçekleştirdiğimiz en temel eylem düşünmektir. Düşünmek, hepimizin yaptığı bir eylemdir ama farklı olan, düşünmekten aldığımız verim ve düşünmenin seviyeleridir.
Pek çok şey düşünce tarzımızı etkiler ve bu faktörlerin çoğu kişiden kişiye göre değişir. Ancak, bilgileri filtrelemek ve bunları verimli bir şekilde düşünmek için kullanmamıza yardımcı olacak bazı temeller vardır.
1) Sessiz olun ve dinleyin.
Sürekli bilgi bombardımanına tutuluyoruz ve bu bilgilerin niteliği nasıl yanıt vereceğimizi belirliyor. Kötü haberi veya iyi haberi bile idare edemeyen biri misiniz? Eğer öyleyse, geri adım atmayı, olayları değerlendirmeyi ve ileriye yönelik farklı yollar aramayı öğrenin.
2) Duygularınızın size ne ifade ettiğini asla ihmal etmeyin.
Pek çok insan bunu bilmese de sahip olduğumuz bilinçli düşüncelerin, başımızdaki olayların sadece küçük bir kısmını temsil ettiği doğrudur. Zamanın herhangi bir noktasında, çoğunu bilmediğimiz, büyük miktarlarda bilgi biriktiren bilinçsiz bir yüzeye sahibiz.
Beynimiz iyi ya da kötü sonuçlar çıkarır ve uzun vadede hislerimizi yöneten duygular üretmeye başlar. Bu nedenle, sizi belirli bir eylem veya düşünceye yönlendiren ince bir hissiniz olduğunda, bunu görmezden gelmeyin. Günün sonunda, bu duygu bir şekilde karşınıza çıkacaktır ve ondan kaçmak yerine onunla yüzleşmek daha iyidir.
3) Baskı altındayken düşünmeyin.
Baskı iyi olabilir ancak çoğu zaman üretkenliğimizi azaltır. Ne yaptığınıza bağlı olmaksızın baskı altında hissettiğiniz zamanlar olabilir. Bu baskı, bilinçaltınıza daha az güvenmenize neden olur. Temel olarak, olaylar karşısında sizi fazla düşünmeye (overthinking) zorlar.
Yaptığınız şeylerin her yönünü analiz etmeye başladığınızda içgüdülerinize inanmayı öğrenin. Belirli bir beceri geliştirmek için zaman ayırırsanız içgüdüleriniz size yardımcı olacaktır.
4) Tek bir bakış açısına odaklanmayın.
Blöf yapmak, profesyonel poker oyuncularının hemen hemen her zaman yaptığı bir şeydir. Hatta sanat haline gelmiştir. Ancak, sadece blöf yapmak yerine çoğu oyun oynarken basit bir numara kullanır; acaba gerçekten blöf yapmazlarsa rakip oyuncuların nasıl davranacaklarını düşünür.
Çoğu zaman, beyin sahip olduğu bilgileri doğrulamak için filtreler arar. Buradaki sorun, bu filtrelerin sizi sınırlama eğiliminde olmasıdır. Günün sonunda olaylara tek yönden bakmayı istemezsiniz, değil mi?
“Poker için doğru olan hayat için de geçerlidir. Çoğu insan kaybedendir ve farkına varmaz.”
Michael Faust
5) Ne yapmayı sevdiğinizi keşfedin.
Araştırmalara göre birçok insan, bir sorunun beyin tarafından analiz edildiğinin farkında bile olmadıklarında, soruna dair fikir ve çözüm arayışında olma eğilimindedir. Bu anlar genellikle gezintiye çıktığınız, en sevdiğiniz parçayı dinlediğiniz, en sevdiğiniz kahveyi demlediğiniz, duş aldığınız veya kitap okuduğunuz anlardır: rahatlamış ve konforlu hissettiğiniz anlar.
Bunun nedeni, içgörü gerektiren düşüncelerin genellikle beynin sağ yarım küresinde meydana gelen sinirsel aktivite akışı tarafından üretilmesidir. Aklınızda odaklanmanın en iyi zamanı, stressiz olduğunuz zamandır. Bu nedenle sizi rahatlatan aktiviteleri sık sık tekrarladığınızdan emin olun.
Kaynak: CEOtudent