İngiltere Genetik İzleme Programı Başkanı Prof. Sharon Peacock BBC’ye yaptığı açıklamada, kısa sürede ülkedeki salgına hakim olan bu mutasyonun büyük ihtimalle dünyayı da saracağını söyledi.
İngiltere-Kent varyantı şimdiden 50’yi aşkın ülkede ortaya çıkmış durumda.
Ülkenin güneydoğusundaki Kent bölgesinde ilk kez Eylül 2020’de görülen bu mutasyon birkaç ay içinde çok büyük hızla İngiltere’deki vakaların çoğunun nedeni oldu. Ocak ayında İngiltere’de çok sıkı yeni kısıtlama önlemlerinin ve seyahat yasaklarının başlatılmasına neden oldu.
İngiltere’deki Covid-19 Genetik Çalışmaları Konsorsiyumu projesinin de başkanı olan Profesör Peacock, “Şu anda bulunduğumuz durum bulaşla ilgili” dedi. Peacock, sözlerini şöyle sürdürdü: “Virüsü kontrol altına alabildiğimiz ya da virüs yeniden mutasyona uğrayarak hastalığa yol açamaz hale geldiği an sorun olmaktan çıkacak. Fakat geleceğe baktığımda bununla yıllarca uğraşacağımızı düşünüyorum. Bence bundan 10 yıl sonra hala bu işle uğraşıyor olacağız.”
Profesör Sharon Peacock aynı zamanda Cambridge Üniversitesi Kamu Sağlığı ve Mikrobiyoloji bölümü öğretim üyesi
Mevcut aşılar koronavirüsün daha önceki versiyonlarına karşı etkili olacak şekilde tasarlanmıştı fakat bilim insanları aşıların yeni varyantlara karşı da biraz daha az da olsa yine de etkili olacağını düşünüyor.
Profesör Peacock da, İngiltere’de kullanımı onaylanan aşıların ülkede yaygın olan virüs varyantlarına karşı etkili olacağı görüşünde.
Covid-19 Genetik Çalışmaları Konsorsiyumu, İngiltere’de birçok kamu sağlık kurumu ve laboratuvarlarının oluşturduğu bir ağ ve şu anda günde 30 bin civarında pozitif çıkmış test üzerinde çalışarak genetik kodlarına bakıyor.
Son haftalarda ülkede pozitif çıkan testler arasından rastgele yüzde 5 ila 10’unun alınarak genetik analize gönderildiği açıklanmıştı ama konsorsiyum yetkilileri hedefinin ülkedeki her bir pozitif testin genetik yapısını incelemek olduğunu söylüyor.
Profesör Peacock, virüslerin farklı mutasyona uğramasının normal olduğunu ancak bunların sadece çok küçük bir bölümünün onları aşıya ve bağışıklık sistemine karşı güçlendirip daha bulaşıcı hale getiren ya da hastalığı şiddetlendirebilecek özellikler geliştirdiğini anlatıyor.
Peacock, “Biz de bunları arıyoruz. Çok çok nadiren ortaya çıkmalarına rağmen bu tür özelliklere bakmak zorundayız” diyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de, yeni varyantların hakim olduğu ülkelerde bile Oxford-AstraZeneca aşısının etkili olacağını açıkladı.
Verilerin yetersiz olması nedeniyle bu aşının yeni varyantlara karşı ya da yaşlı nüfus için ne kadar etkili olabileceği ya da ikinci dozun hangi arayla yapılması gerektiği konularında tartışmalar yaşanmıştı.
İngiltere gibi virüsün bağışıklık sistemine karşı daha dayanıklı yeni bir varyantının ortaya çıktığı Güney Afrika’da yapılan ilk deneylerden gelen ön sonuçlar, aşının, genç insanlarda virüsün hafif ya da orta düzeyde hastalığa yol açmasını önleyici etkisinin çok az olduğuna işaret etmişti.
Fakat WHO Aşılama Bölümü Başkanı Doktor Katherine O’Brien, Güney Afrika’da yapılan deneylerin kesin sonuçlar vermediğini ve aşının, yeni varyantın ağır hastalığa yol açmasını engellemesinin hala “mümkün” göründüğünü söyledi.
Oxford aşısını geliştiren bilim insanları da, aşılarının yeni varyant üzerinde de etkili olacağını ve insanların hastalığı en azından hastaneye kaldırılacak kadar ağır geçirmesini engelleyeceğini tahmin ediyorlar.
Öte yandan İngiltere’de aşılama bütün hızıyla sürüyor. Hükümet, 15 Şubat’a kadar ilk dört öncelik grubundaki 15 milyon kişinin aşılanması hedefine yaklaşmış görünüyor.
İlk dört öncelik grubunda 70 yaş ve üzeri nüfus ile bakımevlerinde kalan ve çalışanlar, sağlık personeli ve ciddi başka hastalıkları olanlar var.
9 Şubat itibarıyla ülkede aşılarının ilk dozunu olanların sayısı 13 milyonu geçti ve her gün ortalama yaklaşık 400 bin kişi aşılanıyor.
Kaynak: BBC