Güney Avustralya ile Canberra Üniversitelerinin ortaklaşa yürüttüğü “Current Psychology” dergisinde yayımlanan araştırmada, erken çocukluk deneyimlerinin farklı gelişimsel yollarla nasıl ilişkili olduğu ve bunların kötü ruh sağlığıyla nasıl ilişkilendirilebileceği incelendi.
Zor bir çocukluğun hayatın daha sonraki döneminde akıl hastalığına yakalanma olasılığını artırdığının bilindiğine işaret edilen araştırmada, güvenli ve mutlu ortamda büyüyen çocukların da yetişkinlikte kaygı bozukluğu gibi rahatsızlıklar yaşamasının olasılıklar dahilinde olduğu vurgulandı.
Çalışmanın baş yazarı Bianca Kahl, ruh sağlığı koşullarının yalnızca hayatın erken dönemlerinde yaşananlarla belirlenmediğine dikkati çekerek, “Mutlu bir çocukluk, iyi bir ruh sağlığının garantisi değil.” dedi.
Erken yaşam deneyimleriyle yetişkinlikteki akıl sağlığı arasındaki ilişkiyi anlamada kesinlikle başka faktörlerin de etkisi olduğunun altını çizen Kahl, şunları kaydetti:
“Beklentilerimiz karşılanmadığında duruma uyum sağlama kabiliyetimiz, ruh sağlığımızı etkiler. Çocuklar olarak değişime nasıl adapte olacağımızı öğrenirsek ve işler yolunda gitmediğinde, bu durumla nasıl baş edeceğimizi bilirsek, strese ve diğer risk faktörlerine daha iyi yanıt verebiliriz.”
Avustralya’da, nüfusun neredeyse yüzde 50’si hayatlarının belli döneminde akıl sağlığıyla ilgili rahatsızlık, yaşları 4 ila 11 olan çocukların ise neredeyse yüzde 14’ü ruhsal problemler yaşıyor.