ABD’deki Stony Brook Üniversitesi Hastanesi ve Wake Forest Tıp Fakültesi’nden araştırmacıların Arizona Üniversitesi’yle ortak yürüttükleri çalışmada, iki Covid-19 hastasından alınan kan örnekleri incelendi.
Araştırmacılar, sPLA2-11A adlı enzimin kanda dolaştığını fark etti. Bu enzimin hastaların Covid-19’dan ölümüne ilişkin öngörüde bulunmak için önemli bir yöntem olabileceği belirtiliyor.
Journal of Clinical Investigation’da yayınlanan çalışmanın kıdemli yazarlarından Dr Floyd (Ski) Chilton ortaya çıkan durumu çan eğrisine benzetiyor ve hastalığa karşı direncin yükselirken virüse karşı toleransa dönüştüğüne dikkat çekiyor.
Chilton durumu “Bu enzim virüsü öldürmeye çalışıyor, ancak bir noktadan sonra öyle çok miktarda salınıyor ki, işler kötüye gitmeye başlıyor, hastanın zar hücrelerini yok ediyor. Ve bu şekilde organ yetmezliğine ve ölüme sebep oluyor” şeklinde açıklıyor.
Kan değerleri ele verdi
Çalışmanın eş yazarlarından Prof. Maurızio Del Poeta, araştırmanın Dr Chilton’ın hastalığın seyrine dair olabilecek faktörleri tanımlamasının ardından hastalardan alınan kan örneklerinde lipit ve metabolitleri analiz etmeye başladıklarını belirtiyor.
Araştırma ekibi binlerce hastaya ait veriyi incelemeye alıyor ve ekip yaş, vücut kitle endeksi ve önceden varolan koşullar gibi geleneksel olarak risk faktörlerinin yanı sıra hastaların lipit ve metabolit değerlerine de odaklanıyor.
Arizona Üniversitesi’den Yardımcı Doçent Dr. Justin Snider bu çalışma ile hastalığa yenik düşen hastaların metabolitlerinde bir benzerlik tespit ettiklerini belirterek, ortaya çıkan metabolitlerin hücrede enerji bozukluğu ve beklenmedik bir şekilde yüksek dozda sPLA2-11A enzimini ortaya çıkardığını kaydediyor.
Analizlerde sağlıklı bir kişide bu enzim oranı bir mililitrede yaklaşık yarım nanogram iken, ağır Covid-19 hastalarının yüzde 63’ünde bu oran 10 nanogramın üzerine çıkıyor. Araştırmacılar özellikle Covid-19 dolayısıyla hayatını kaybedenlerde enzim oranının çok yüksek olduğa dikkat çekiyor.
“Parçalayıcı enzim, çıngıraklı yılan zehrindeki enzime çok benziyor”
Wake Forest Tıp Fakültesi’nden araştırmacılara göre “parçalayıcı” olarak adlandırdıkları enzim, sepsis gibi ağır iltihaplanma vakalarında ya da hemorajik ve kardiyojenik şok gibi durumlarda sık sık görülen bir etki yaratıyor.
Daha önce yapılan araştırmalar enzimin çıngıraklı yılan zehrindeki temel bir enzime genetik olarak çok benzediğini ortaya çıkarmıştı.
Bilim insanları bu enzimin uzun Covid-19’a da yol açıp açmadığı konusunda araştırmalar yürütüyor.
Kaynak: euronews
