Hem geğirdiklerinde hem de gaz çıkardıklarında karbondioksit molekülünden yaklaşık 25 kat daha zararlı metan molekülleri atmosfere salınıyor.
Hayvancılık, küresel insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının yüzde 12’sinden sorumlu ve bu nedenle metan karbondioksitten sonra en çok salınan ikinci sera gazı.
Ancak metan, atmosferde sadece 12 yıl kaldığı için önlem alındığı takdirde değişimin olumlu etkileri çok hızlı görülmeye başlanabilir.
Dolayısıyla, metan emisyonlarını büyük ölçüde azaltmak, önümüzdeki on yıllarda küresel ısınmadan beklenen zararı azaltmada büyük bir etkiye sahip olabilir.
Tarım ve hayvancılık, insan faaliyetleriyle ilgili metan gazı toplamının yaklaşık yüzde 40’ını üretiyor, geri kalan metan da fosil yakıt endüstrisi tarafından üretiliyor.
Bu metanın çoğu, ineklerdeki sindirim sürecinde açığa çıkıyor. İneklerin ürettiği metanın büyük bölümü ağızlarından veya burun deliklerinden geliyor.
Aslında inekler gezegende doğal sayılarında olsa bunun küresel ısınmaya hiçbir tesiri olmaz. Ne var ki, insanoğlunun “çiftlik hayvanı” olarak belirlediği türlerden biri olması nedeniyle dünyada devamlı 2 milyara yakın inek bulunuyor.
Bu seviyedeki metan gazı salınımını sonlandırmanın en direkt yolu onları yemeyi veya sütleri için kullanmayı bırakmak. Ne var ki, insan kültürüne işlenmiş bir mutfak anlayışının kısa zamanda değişmesi beklenmiyor.
Bu nedenle farklı yöntemler tartışılıyor. Bunlardan biri ‘Maskeli inekler’.
Metan emisyonunu yarı yarıya azaltıyor iddiası
İngiliz start-up ZELP (Sıfır Emisyon Hayvancılık Projesi) ile ortak olan ABD tarım devi Cargill, ineklerin burun deliklerini kapatan bir maske formu geliştirdi.
Cihaz, metanı filtreleyerek, molekül başına küresel ısınma üzerinde çok daha az bir etkiye sahip olan karbondioksite dönüştürüyor.
Cargill’in hayvan besleme yan kuruluşu Provimi başkanı Ghislain Boucher, ilk sonuçların “ilginç” olduğunu söyledi ve AFP’ye verdiği demeçte, “Metan emisyonları yarı yarıya azaldı” dedi.
Ancak cihazın gelecek yılın sonlarında, hatta 2023’te piyasaya sürülebilmesi için hala gerçek dünya koşullarında test edilmesi gerekiyor.
Kısa vadede Cargill, inek metan emisyonlarını yüzde 10 azaltacağını söyleyerek kuzey Avrupa’da bir kalsiyum nitrat gıda katkı maddesi de pazarlamaya başlıyor.
Boucher, bu önlemlerden kaynaklanacak ek maliyetin “inek başına günlük 10 ila 15 sent arasında” olduğunu belirtiyor.
Deniz yosunu işe yarar mı?
Tartışılan bir başka yöntem de deniz yosunu yedirmek.
Bu yılın başlarında yayınlanan ve metan emisyonlarını yüzde 80’den fazla azaltabileceğini belirten bir ABD çalışmasına göre, inek yemine kırmızı deniz yosunu eklemek emisyonları azaltmak adına ciddi potansiyele sahip.
California Davis Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, sonuçların tekrarlanabilmesi durumunda, kırmızı deniz yosununun büyük miktarlarda, tercihen tarım alanlarının yakınında yetiştirilmesi gerektiğini söylüyor.
Bununla birlikte, herkesin aklındaki soru aynı: Çiftçiler, bir tür karbon kredisi yoluyla geri ödenmedikçe, kârlarına eklenmeyen bu tür masraflara nasıl tepki verecekler?
Ayrıca tüketicilerin nasıl tepki vereceği de belirsiz. Örneğin, mısırla beslenmiş sığır eti tercih eden Amerikalılar, deniz yosunu ile beslenen türü yemek isteyecek mi?
BM: Davranış ve diyet değişikliği daha etkili
Mayıs ayında Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından hazırlanan bir rapor, teknolojik önlemlerin tarım sektöründen kaynaklanan metan emisyonlarını düşürme konusunda “sınırlı bir potansiyele” sahip olduğuna işaret ediyor.
Raporda şu ifadeler yer alıyor:
“Davranış değişikliği, gıda israfını ve kaybını azaltmak, hayvancılık yönetimini iyileştirmek ve sağlıklı diyetlerin (vejetaryen veya daha düşük et ve süt içeriğine sahip) benimsenmesi, önümüzdeki birkaç on yılda metan emisyonlarını yılda 65-80 milyon ton azaltabilir. ”
Kaynak: Euronews