Balıkçılığın küresel çaptaki etkilerini araştıran bilim insanları, nükleer savaş sonrasında dünyanın acil gıda tedariğinin deniz ürünlerinin oluşabileceğini ortaya koydu. Ancak bunun için şu anda okyanus yaşamı üzerinde baskı kuran aşırı avlanmaya son vermek gerekiyor.
Saygın bilim yayını PNAS’ta yayımlanan araştırmanın yazarlarından Profesör Eric Galbraith ve su ürünleri alanında doktora adayı Kim Scherrer, bulgularını The Conversation’da kaleme aldığı bir yazıda anlattı.
Araştırmacılar, olası bir nükleer savaşın, başlangıçta düşünüldüğü kadar kadar kötü olmasa da balıklar üzerinde olumsuz etki bırakacağını ifade etti:
Şaşırtıcı bir keşif yaptık. Deniz ekosistemleri savaşın başında sağlıklı olursa, balıklar kriz zamanlarında çok önemli bir küresel acil gıda kaynağı olarak hizmet edebilir.
Nükleer savaş okyanusları nasıl etkileyecek?
Bir dizi nükleer savaş senaryosunun sonuçlarını simüle eden araştırmacılar, savaşın neden olacağı volkanik patlamalar sonucunda meydana gelecek soğuk ve karanlık koşullarda denizlerdeki plankton fotosentezinin azalacağını ve bu nedenle balıklarda büyümenin yavaşlayacağını saptadı:
Galbraith ve Scheller, “İnsanların karadaki bitkilerin büyümesinin yavaşlamasından etkilenmesi gibi, balıklar da denizdeki alglerin azalması yüzünden aç kalacak” diye yazdı:
İncelediğimiz en büyük savaş senaryosu ABD ve Rusya arasındaydı. Bu savaş, küresel balıkçılık ürünleri yüzde 30’a kadar düşürüyor. Etkiler bölgeye göre değişiklik gösterecek ve yüksek enlemlerdeki ülkelerin ( en büyük mahsul kıtlığının meydana geldiği yerler) balıkçılığı da en olumsuz etkilerle yüzleşecek.
Aşırı avlanmanın etkileri
Öte yandan simülasyonlar küresel deniz mahsullerindeki değişikliğin yalnızca savaşın iklimsel etkilerine değil, insan faaliyetlerine de bağlı olduğunu gösterdi.
Araştırmacılara göre balıkçılık, savaştan önce küresel balıkçılık ürünleri bir ila iki yıl boyunca 4 katına çıkabilir. Bu artışın savaştan sonra özellikle önemli olacağı, zira hayvan yetiştiriciliğinin yem kıtlığı nedeniyle sınırlı olacağı düşünülüyor.
Öte yandan araştırmacılar bir konuda uyarıda bulunuyor:
Bu deniz ürünü armağanının yalnızca hayvansal protein açısından önemli olduğunu fark etmek gerek. Kalori açısından, deniz ürünlerindeki olası en büyük artış bile, karadaki tarımın yaşadığı kayıpları telafi etmeye yetmez.
Kaynak: Independent Türkçe