Modern dünyadaki gariplikler
BEYZA Güngör’den KEDİ İNSANLAR VE DİĞER GARİP HİKÂYELER. “Ocak başındakilerden çıt çıkmıyordu. Uykuya hâlâ direnebilenlerin suratlarında ise dinledikleri hikâyenin mahmurluğu ve yanan ateşin sıcaklığının verdiği tatlı bir pembelik vardı. Bunun yalnız hoş bir masal olduğunu düşünüp geceyi geçirmek üzere odalarına çekildiler…” Yazar, yalnızca tarihin tozlu sayfalarını havalandırıp kadim uygarlıklardan ürpertici hikâyeler anlatmıyor, modern dünyadaki garipliklerden de dem vuruyor. Bir yanda çevresindeki sık ağaçların sıkboğaz ettiği köhne kulübeler ve her yanı gıcırdayan eski ahşap evler, diğer yanda yalnızca dolunay ışığıyla aydınlanan kent sokakları ve ölümün kol gezdiği vapurlar… 184 SAYFA.
(İTHAKİ YAYINLARI)
Ekonomi ve siyasetin belirleyici özellikleri
YAKUP Kepenek’ten TÜRKİYE’NİN DEĞİŞİMİ- Cumhuriyet Çağdaşlaşmasından Günümüze. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana yaşanan ekonomik ve siyasal gelişmeler… Bu kitapta, Cumhuriyet çağdaşlaşması atılımıyla başlayan, Soğuk Savaş’ın ağır sarsıntılarından ve 1961 Anayasası’yla gelen özgürlük yıllarından sonra 12 Mart ve 12 Eylül faşizmlerinden geçerek aşırı sağcılaşmaya uzanan yüzyıllık yolculuk, ekonomi ve siyasetin belirleyici özellikleriyle değerlendiriliyor. 416 SAYFA.
(REMZİ KİTABEVİ)
Düşünce sistemlerinin ana hatları, kaçış çizgileri
WİTOLD Gombrowicz’dan ALTI SAAT ON BEŞ DAKİKADA FELSEFE DERSLERİ… “Ekim 1966’da, Günlük’ün sağlığında yayımlanmış son sayfalarından birinde, yazar çok alaycı ve acı bir ifadeyle, yapısalcılıkla ilgili dersini hazırlarken ölüm araya girmese, büyük olasılıkla Felsefe Dersleri’nin sonunu oluşturacak sözleri dile getirir: ‘Bütün Batı episteme’sine hâkim olan, zamanımızın en temel sorununu formüle etmem gerek […] akıllandıkça aptallaşmak.” Francesco M. Cataluccio. 88 SAYFA.
(YAPI KREDİ YAYINLARI)
Renklerle dolu eğlenceli bir kitap
NURİ Kurucu’dan RENKLENME GÜNÜ. Sınıfta çocukların boyama saatiydi, öğretmenleri onlara, çeşit çeşit tavukların olduğu kâğıtlar verdi, masaların üstündeki kalemler de, rengârenkti, başlıyor renklenmeler. Sarı, mor, pembe, mavi… Hatta gökkuşağı renginde tavuklardan biri. Canı boyama yapmak istemeyip de, son dakikalarda acele edince Selin, Eyvah! Talihsiz tavuk! Keçeli bir kalemle karalanıverdi tüylerin… 36 SAYFA.
(BİLGİ YAYINEVİ)
Issız yol eskiden beri bir eşkıya uğrağıydı
ÖMER Seyfettin’den YALNIZ EFE-Açıklamalı Orijinal Metin. Önüne bakarak başını salladı. Gizli bir şey söylüyormuş gibi yavaşça, “Burası Yalnız Efe’nin ‘sırrolduğu’ yerdir!” dedi. Serin bir rüzgâr yağmurun fısıltısını çoğaltarak esiyor, üstümüze siyah bir çadır gibi açılan çam dalları titriyordu. Anadolu’nun bu yalçın ufuklu, bu boş, bu kayalık, bu korkunç tarafı; Buzdağı’na giden bu ıssız yol eskiden beri bir eşkıya uğrağıydı, bunu biliyordum… 144 SAYFA. (CAN YAYINLARI)
Aşk, dostluk ve ihanetle sınanan kuşak
CANER Almaz’dan DUVARLAR. Yazar, ilk romanı Yaşamaklar’da, kırılgan bir inançla birbirine tutunan Kenan ve Füsun’un hayatı atlatma çabasına ortak etmişti okurunu. Bir kuşak önce, yakın tarihimizin acıları arasında kendi yollarını yürüyüp kendi seçimlerini yapan Halil, Birgül, Aysel ve Oğuz’un omuzlarındaki yüke incelikli ama serinkanlı bir üslupla ses veren yazar, aşk, dostluk, dayanışma, idealler ve ihanetle sınanan yorgun bir kuşağın öyküsünü anlatıyor: “Umutların toplamı geçmişin yükünü sırtlayabilir mi?” Paketten birer sigara daha alıyoruz. Evin kapısına bakıyorum: Boyası, cilası kavlamış. Damı rutubetten kabarmış evi izliyorum. 272 SAYFA. (EVEREST YAYINLARI)