Detoks sularının tek başına yağ yaktığı ve kilo verdirdiğine dair yanlış bir inanış olduğunu belirten Dyt. Gizem Gençyürek, “Kan şekerinin dengelenmesi için suya çubuk tarçın atılabilir. Bağırsakların iyi çalışması veya bağışıklığı güçlendirmek için limon; ödem atmak için maydanoz veya ananas; kolesterol için ceviz günlük içilen suyun içine ilave edilebilir” dedi.
Sağlıklı kilo kaybında sıvı tüketiminin önemi dikkat çekiyor. Uzun yıllardır popülaritesini koruyan detoks sularının tek başına yağ yaktığı ve kilo verdirdiğine dair yanlış bir inanış olduğunu belirten Dyt. Gizem Gençyürek, önemli açıklamalarda bulundu. ‘Burada asıl mucize ise sudur’ diyen Dyt. Gizem Gençyürek, “Unutulmamalı ki hiçbir besin tek başına yağ yakmaz ve kilo verdirmez. Detoks sularının bu kadar sevilmesinin altında yatan temel sebep ise suyun tadının birçok kişi tarafından sevilmemesi ve çeşitli meyve-sebze-baharatlar ile tatlandırılarak suyun tadının daha içilebilir hale getirilmesidir” diye konuştu.
Kilo kontrolünde suyun oldukça büyük bir önem taşıdığını ifade eden Dyt. Gençyürek, “Su organların temizlenmesini, vücudun yağ dengesinin ve kilo kontrolünün sağlanmasını, bağırsakların daha iyi çalışmasını, metabolizmanın hızlanmasını, ilaç kullanımı var ise ilaçların ortaya çıkarabileceği zararlı etkilerin ortadan kaldırılmasını sağlar, aynı zamanda tokluk hissi sağlayarak da yine kilo kontrolü üzerinde etkilidir” ifadelerini kullandı.
Dyt. Gençyürek, bireyin var olan sağlık problemleri göz önünde bulundurularak hedefe yönelik olarak suyun tatlandırılabileceğine işaret ederek, şu bilgileri verdi: “Kan şekerinin dengelenmesi için suya çubuk tarçın atılabilir. Bağırsakların iyi çalışması veya bağışıklığı güçlendirmek için limon; ödem atmak için maydanoz veya ananas; kolesterol için ceviz günlük içilen suyun içine ilave edilebilir. Ancak suyun içerisine eklenen sebze ve meyvelerin antioksidan etkilerinden ve toksin atıcı özelliklerinden yararlanabilmek için bunların ayrıca da tüketilmesi şarttır. Aynı zamanda sevdiğimiz sebzeler-meyveler-baharatlar ile detoks suları oluşturmak su içme alışkanlığı kazanmak açısından da oldukça faydalıdır.”
Bir hastalık veya gebelik durumu yoksa yeşil çay ve kiraz sapı çayını diyet listelerine eklediklerine dikkati çeken Dyt. Gençyürek, şu değerlendirmede bulundu: “Antioksidan özelliği de bulunan bu çaylar diyet sürecinde metabolizmayı hızlandırıp yağ yakımını ve dolayısıyla kilo vermeye yardımcı olur. Kiraz sapı çayının en önemli özelliği ödem söktürücü olmasıdır. Bu sebeple adet döneminden 3-5 gün öncesinden tüketilmesi de yarar sağlamaktadır. Sindirim problemlerine yardımcı olur, hazımsızlığı önler.
Metabolizmanın hızlı çalışmasına yardımcı olur. Yeşil çay ise kalp ve dolaşım sistemini olumlu etkiler. Zihinsel ve bedensel performansı olumlu etkiler. İdrar söktürür ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar. Mide ve bağırsak problemlerine iyi gelir. Kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürür. Kan dolaşımının ve tiroid fonksiyonlarının düzenlenmesini destekler. Vücuttaki yağların yakılma sürecini hızlandırarak kilo verme sürecine katkıda bulunur.”
Dyt. Gençyürek, detoks suyundan ayrı olarak günlük su tüketiminin de oldukça önemli olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:”Günlük yaşantımızda ve diyet sürecinde ihtiyacımız olan en önemli sıvı; sudur ve çay, kahve, meyve suları gibi diğer içecekler asla suyun yerini tutmaz. Yetişkin bir insan vücudunun yaklaşık yüzde 60’ı sudan oluşur. Su, vücut fonksiyonlarının ve metabolizmanın düzenli çalışmasında, organların işlevlerini sürdürmesinde, vücuttaki çoğu biyokimyasal olayda önemli rol oynar.
Diyet sürecinde tüketilen su miktarının artırılması metabolizmanın daha hızlı çalışmasını sağlar, öğünlerden önce tüketilen su tokluk hissi sağlayarak fazla besin alımının önüne geçer ve gereksiz kalori alımını engeller. Özellikle egzersiz öncesi bol su tüketimi metabolizmayı hızlandırarak vücuttaki yağların çözülmesini sağlar. Bireylerin günlük su ihtiyacı “KİLO X 35 ML” formülü ile hesaplanabilir ancak özellikle diyet sürecindeysek fiziksel aktivite durumunu da göz önünde bulundurarak su tüketimi mutlaka artırılmalı.”
Şok diyet adı altında kısa yoldan hızlı ve ciddi bir kilo kaybı vadeden listelerin ciddi riskler taşıdığına değinen Dyt. Gençyürek, “1-2 günden fazla sürdürülemeyecek olan bu uygulamalar aşırı kalori kısıtlaması ile hızlı kilo kaybı beklenirken metabolizmanın yavaşlamasına hatta vücudun kıtlık metabolizmasına girerek tam ters etki gösterip yağ artışına sebep olabilir. Aşırı sıvı tüketimine bağlı olarak böbreklerin fazla çalışması ve diğer organların yeterli enerjiyi alamaması kalıcı organ hasarı meydana getirebilir. Yeterli besin öğesi alımı sağlanamadığından bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açar.
Bununla birlikte aşırı kalori kısıtlaması ile oluşan açlık durumu konsantrasyon ve duygu-durum bozukluğuna neden olur. Günlük beslenmenin 1 veya 2 öğününde metabolizmayı şaşırtmak/hızlandırmak ve vücudu toksinlerden arındırmak amacıyla uygun sıvı tüketimi sağlanabilir ancak bunun sık sık ve tüm öğünlerde tekrarlanması sağlıklı bir kilo verme yöntemi değildir” uyarısında bulundu.