Günün kitapları…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Nabokov’un yaratıcı dehası, çalkantılı hayatı

ANDREA Pitzer’den NABOKOV; YAZARIN GİZLİ TARİHİ. Yazarın kitaplarındaki gizemli izleri takip ederek, onun dünya çapında bıraktığı etkiyi ve edebiyat tarihinde edindiği konumu keşfediyoruz. Bu biyografi sadece bir yazarın yaşamını değil, dönemin kültürel ve tarihsel bağlamını da çarpıcı şekilde yansıtıyor. Nabokov’un yaratıcı dehası, çalkantılı hayatı ve edebi mirası, Pitzer’in ustaca kurgulanmış anlatımıyla aktarılıyor. “Pitzer, birincil kaynaklar üzerinden örnek niteliğinde bir araştırma yapmış. Bu kitap bizi, Lolita’nın ve Solgun Ateş’in sunduğu birtakım büyüleyici açmazlar üzerinde düşünmeye zorluyor.” The New York Review of Books. “Titiz bir araştırmanın ve akademik çalışmanın ürünü, çığır açıcı bir eser.” Midwest Book Review. “Şüphesiz ki, 20. yüzyılın dehşetleri her zaman Nabokov’un romanlarının yüzeyinin altında gizliydi.” Minneapolis Star Tribune. 560 SAYFA. (ALFA YAYINCILIK)

 

Hayatta kalmaya çabalayan insanlar

heka reklam heka

RIDVAN Hatun’dan BİLLUR ÖRÜNTÜLER. “Sence önce tren mi gelir kar mı yağar?” “Bilmem, önce kar yağmaya başlarsa daha güzel olur sanki.” “Evet… Önce kar yağsa sonra kar tanelerinin arasından tren geçse.” Rüzgârı, billur örüntüleri yüzümüze savursa, Gözlerimizi kıssak, Düdüğü çalsa, Eve dönsek. Yazar kitabında karanlıkta el yordamıyla ışığın düğmesine ulaşmaya çalışan insanları anlatıyor. Hayatta kalmaya çabalayan insanlar, başkalarının hayatta kalması için çabalayan insanlar, aile denen taşıması zor yükü sırtlanan insanlar. Birbirinden farklı dünyaların küçük sahnelerinden; büyük, tedirgin edici anlatılar var bu öykülerde. Yumruğun nereden geleceğini kestiremiyorsunuz. 136 SAYFA.
(CAN YAYINLARI)

 

Hepimizin ortak kaderi bu yolculuk

TAN Taşçı, Ezgi Durmuş’tan EVE DÖNÜŞ. Çoktandır devam eden, ancak yeni fark edeceğin bir yolculuktan bahsedeceğim sana… Öyle ki hepimizin ortak kaderidir bu yolculuk. Belki de bu yüzden yakınız birbirimize. Aynı yolcu otobüsünde yolculuk ettiği insanları mola noktasında görüp tuhaf bir yakınlık hisseden, aynı adrese gittiğine emin olduğu için birbirine sıcak gelen insanlar gibiyiz. Samimiyetimizin ve ortak umudumuzun asıl sebebi bu. Başını ve sonunu bilmediğimiz, kendimizi tam ortasında bulduğumuz bir yolculuktayız ve tek bildiğimiz şey, hızla bir yere döndüğümüz. Ben o yerin adını Ev koydum.112 SAYFA. (DESTEK YAYINLARI)

 

Hiç dokunulmamış, acı çekmemiş

ERAY Akgül’den UYUMAK İÇİN (e-kitap)… Parıltı yaklaşırken bugüne kadar hiç yükseltemediği kadar yükselttiği sessiz çığlığını serbest bıraktı. Yılların temizleyemediği bu hınç, içinden bir çığlıkla uçup gitmişti. Bu kan revan olmuş et yığını artık tertemizdi. Hiç dokunulmamış, acı çekmemiş… Kapatamadığı gözlerinde ilk kez o çocuksu masum ışık parlıyordu ve kanına karışıyordu gözyaşları. İlk kez görmüştü kurtarıcısının yüzünü. Siyah kapüşonlu, karanlık adamın ilahi ışıkla aydınlanan yüzünü… Bir şeye benzetmeye çalışıyordu. Yok, yok! Cüret ediyordu. Ancak “O” kurtarabilirdi içindeki çocuğu. Dipsiz kuyulara varışsız düşüşlerden, damarlarında kendini zehirleyen kanın akışından, hep yoldan çıkışlardan, ancak o kurtarabilirdi. Minnet dolu içi. En temiz nefesi çekti ciğerlerine. Özgürce haykırdı “Öldür, öldür, kurtar, kurtar, kurtar…” 176 SAYFA.
(ESİNTİ YAYINLARI/e-kitap)

 

Sürrealist yapıtlar gerçekten olağanüstüydü

DESMONO Morris’ten SÜRREALİSTLERİN HAYATLARI. Magritte ile Miró kadar birbirinden farklı iki sanatçının beraber yer aldığı başka hiçbir sanat hareketi tarihte görülmez. Bunun nedeni sürrealizmin bir sanat hareketi olarak değil, bir felsefi strateji olarak doğmuş olmasıdır. Sürrealizm bir yaşam tarzıydı; Birinci Dünya Savaşı’nda dünyaya korkunç bir kıyım yaşatmış yerleşik düzene karşı bir başkaldırıydı. Bilinçdışının kuytuda kalmış, en karanlık yanlarından beslenen sürrealist yapıtlar gerçekten olağanüstüydü ve uluslararası bir nitelik taşıyordu. Tanınmış yazar ve sürrealist sanatçı yazar, kitabında sürrealistlerin çalışmalarını çözümlemeye çalışmak yerine onlara insan olarak, sıra dışı bireyler olarak bakıyor. Bu sanatçıların kişilikleri nasıldı; güçlü ve zayıf karakter özellikleri, tercihleri nelerdi? Sosyal bir hayat mı sürüyorlardı, yoksa münzevi miydiler? Ayrıksı ve cüretkâr mı, yoksa içe kapanık ve çekingen miydiler? 272 SAYFA. (İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)

 

Şarap lezzet ve duygusal deneyimler

ZEYNEP Çolakoğlu’ndan MAYA BÜYÜSÜ. Koku hafızamızı nasıl geliştiririz? Aromaların bir dili var mıdır? Mayalar üzümü nasıl dönüştürür? Kitap tüm bu sorulara şarap tadımının duyusal analiziyle cevap ararken, algı kapılarını aralayan kokularla, sizleri gizemli bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolda aroma aileleri ile tanışma, aroma çemberinin rengârenk evrenini keşfetme ve lezzetli deneyimlere yelken açma üzerine bir dizi fikir sunuyor. Ekmekten şaraba dek pek çok üründe emeği geçen mayayı ana başlığa taşıyan bu eser, şarabın gastronomi ile bağlarını mercek altına alarak şarap-yemek eşleşmelerinin kimyasal ve kültürel boyutlarını inceliyor. 368SAYFA. (KARAKARGA YAYINLARI)

Günün kitapları…
heka reklam heka

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Londra Gündem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!